Aynı Yarını Beklemek
Bugün ile aynı olacaksa, o zaman yarını neden bekliyorum?
Sayfa 190 - Banliyö YayıneviKitabı okudu
Haylaz haller
Hani o cesareti yücelten duygular vardır ya, her şeye meydan okuyan o haylaz haller. Hiçbir aksiliğin üzerine çıkamadığı, sevinci boğamadığı o iyi zamanlar; artık o haylaz bile dışarıda kimse olmadığını anlayacak kadar üşümüştü.
Sayfa 189 - Banliyö YayıneviKitabı okudu
Reklam
Herkes kendisinin esas olan olduğuna dair uydurma maceralar döktürür. Fakat bu öyküler hiçbir zaman sonuna dek güzel gitmez.
Sayfa 48 - Ayrıntı
Mucizeleri bir kenara bırakıp, bu metinleri ders çıkarılacak, bir fikir ifade eden öyküler olarak okuduğumda hayatın anlamı gözlerimin önüne serildi.
Sayfa 74 - Kapra Yayıncılık - 1.BasımKitabı okudu
Adem ile Havva
Aradan geçen bunca yıldan sonra, başlangıçta Havva’yı zaman zaman yanlış anlamış olduğumu görüyorum. Cennet Bahçesi’nde onsuz yaşamaktansa, dışarıda onunla birlikte yaşamak çok daha güzel..
Biz kendimizi bile doğru dürüst anlayamıyoruz. Kaldı ki başkalarına , o başkaları isterse en yakınlarımız olsun,anlatalım. Olur mu böyle şey? Görülmüş müdür bir insanın bir başka insanın içinden geçenleri tıpatıp anladığı.
Reklam
Sabaha karşı olan ölümlere bütün ölümlerden beter üzülürüm. Daha bir dokunur bana. Demek derim, her şey gibi, bir ağaç, bir iskemle, bir bina, ne bileyim bir vapur, bir telgraf direği, daha ne aklınıza gelirse düşünün hepsini, her şey gibi o da savaşmış, gecenin karanlığı ile, yeni gelen günde, aydınlık içindeki yerini almak istemiş, ama gücü kesilmiş sabaha karşı. Yenilmiş.
Marteçnika
Balkan adeti . 1 Mart itibariyle, Baba Marta günleri başlıyormuş, bileklikleri dilek dileyip bileğine bağlıyormuşsun. Aslında sağlık ve güç dileği hediyesiymiş. Havada leylek ya da kırlangıç görürsen, çiçek açan bir ağaca bileklikleri bağlıyormuşsun.
Karanlık Öyküler - Lunapark Treni
“Evet, Freud da buna inanıyordu, psikoloji dersinde okumuştum. Bu gencin Freud hakkında herhangi bir şey bildiğinden şüpheliydim. Freud’u bilenler kolları kesilmiş tişörtler ve ters çevrilmiş şapkalar giymezlerdi. Cenaze demiştim. Ulu Tanrım, cenaze demiştim. O an, benimle oynadığını anladım. Ölü olduğunu bildiğimi ona belli etmek istemiyordum. O ise ölü olduğunu bildiğimi bildiğini belli etmek istemiyordu. Yani ona ölü olduğunu bildiğimi bildiğini bildiğimi…”
Sayfa 426 - Altın KitaplarKitabı okudu
...her şey her günkü gibiydi. Bu günde, geçmiş gitmiş bunca gün gibi başlamıştı, öyle bitecekti. Tekdüze süre giden hayatımıza ne getirebilirdi ki! Bir şeyler beklemek boşunaydı. Ama bu, her yeni gelen günden bir şeyler beklemek, ya da beklememek, bu işin boşuna olduğunu bilmekle olmaz, yaradılışına bakar insanoğlunun. Kimi insan dünyanın en büyük hayalcisidir sabahları. Neler düşünmez ki! Ne akla sığmaz delilikler! bakarsınız bir aşkı büyütür kafasında, yıllarca sürecek bir karmaşığın düğümü o gün atılacaktır. Belki ne zamandır görmediği, başka bir şehirde yaşayan çok sevdiği bir insanın gelivereceğini, belkide bankada küçücük bir parası varsa, bir ikramiye evi düştüğünü o günün gazetesinde okuyacağını kurar. gazeteyi açar açmaz kocaman harflerle yazılmış adını mürekkebin kokusuyla burnunda duyacaktır. Ya da ne bileyim, işinde gösterdiği başarıdan ötürü bir üst dereceye yükseldiğinin haberini alacağını umar. Ama böyleleri haksızda sayılmaz hani. Böyle şeyler de, benzerleri de her zaman birbirinin benzeri olarak akıp giden günlerden birinde olmamış mıdır?Kimi insanda oralı bile olmaz. Takvimden bir yaprak koparırcasına yaşar gider o günü. Ne hayal eder, ne bir şey..
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.