İbrahim, üniversiteden arkadaşı olan Nihat’ın intihar görünümlü ölümünü araştırmak üzere Dersim’e gider. Nihat ile hem samimi arkadaşlıkları hem de mahpusluk zamanında mektuplaşmışlıkları olduğu için Nihat’a manen yakındır İbrahim. Öykünün iki ana izleğinden biri bu; İbrahim’in Dersim’e gidip Nihat’ın ölümünü bir gazeteci olarak soruşturması. Tanıkları dinleme, Dersim’de aktif siyaset yürütenlerin yaşadığı zorluklar (yaşanılan zorluktan kastım direkt ölüm; fiziksel takip, sözlü taciz vs ile sınırlı değil), egemen gücün baskısı ve benzeri her şeyi hissediyoruz.
Paralel anlatıda ise Nihat’ın İbrahim’e mahpusken yazdığı mektuplardan derlenen ve Dersim Katliamı ile ilgili masal, hikaye, ironi dolu anlatılarla bezeli muhteşem metinler var zira Nihat’ın en büyük hayali Dersim Katliamı’na dair bir kitap yazmak. Kitabın sonu ise sürprizle dolu. Yakın dönem tarihsel acıları, katliam ve kıyımları işleyen bir yazar olması çok kıymetli.
Merhabalar kitapsevenherkes ailesi bugün size kalemini çok sevdiğim Orhan Pamuk Yeni Hayat romanı ile geldim.
Romanın kabataslak özeti. Roman, ince hesaplarla yazılmış, büyük bir dikkatle okumak gerekiyor satırları. Yazar dikkatsiz okuyucuyla dalga geçer yoksa(s.265) “YeniHayat”ı tekrar tekrar okuyan kahramanlar gibi bizi de kitabı yeniden
…………..……………………………………………………………
Yordanka Beleva (d. 1977) Bulgar öykü yazarı ve şairdir. Bulgar Filolojisi ve ardından Kütüphane Yönetimi alanında yüksek lisans, Kütüphanecilik ve Bilgi Bilimleri alanında doktora derecesine sahiptir.
Keder, ünlü ödüllü çağdaş Bulgar şair ve yazar olan Yordanka Beleva'nın hikayelerinden oluşan bir
Zweig, bana göre olduğu gibi çoğu kişiye göre de öykü türünün en usta yazarlarından biridir. Psikolojik betimlemeler ve çarpıcı sonların yazarı. Öykülerinde karakterlerin ruh dünyasını, kişiliğini en ince ayrıntısına kadar anlatır. Bu yüzden öyküleri oldukça gerçekçi ve bir o kadar da etkileyicidir.
Bu kitapta Zweig, yine kalemini ustalıkla kullanmış. 5 farklı öyküden oluşan güzel bir kitaptı fakat öykülerin sonu bir şekilde sürekli ölüm ile bitiyor. Zweig’ın depresif bir yazar olduğunu biliriz fakat beş öykünün beşinin de mutsuz ve kötü sonla bitmesi beni biraz sıktı diyebilirim. Tek biri veya ikisinin sonu ölümle bitse neyse, ama hepsinin sonu da böyle olunca biraz sıkıldım. Bu sefer pek tavsiye edeceğim bir kitap değildi…
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167.6k okunma
Öykü kitaplarını okumayı çok seviyorum. Samimi , içten kurgusal anlatımı olunca ve her öykünün sonunu kendiniz belirleyince , her öyküde bir parça buluyorsunuz. "Yoz" eseri de öykülerden oluşmuş bir eser .
İlk önce kitap ismi dikkatimi çekti . Verimsiz , hoşa gitmeyen bir anlamı var . Öyküdeki karakterlerin bazıları gerçekten halk
Sonraları resmi bir söylence gibi kabul gören iddiaya göre, Kahire'deki Abbasi soyundan gelen son halife, hilafeti 1. Selim'e devretmiş; Memlük sultanlığını fetheden bu Osmanlı sultanı ile Osmanlıların meşru hilafet dönemi başlamıştır. Bu öykünün de sonradan uydurulduğuna şüphe yok. 16. yüzylın Mısırlı tarihçilerinde de, Osmanlı
10 yıllık eşini 5 yıl önce kaybeden, hala aklında kaybettiği eşi olan melda’nın bir gazetedeki aşk köşesine kendini “Siyah Lale” olarak tanıtan bir ilan vermesiyle başlıyor eserdeki ilk öykü. Bu ilana gelen cevapları aldığında da kendini “keşfedilmemiş bir şiir” gibi hissediyor. Klişe mektupların arasında 42 yaşında Zonguldak’ta bir kitapçı olan