99 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 hours
Şahane bir kitapla ve yazarla tanıştım ben: Burçin Tetik'in kitabı Annemin Kaburgası. Annemin Kaburgası bir öykü kitabı. İçerisindeki her öyküye hayran kaldım desem abartmış olmam. Çoğunu yaşamadım, belki bazılarının yakınından bile geçmedim ama içime öyle güzel işledi ki, yaşamışçasına okudum tüm öyküleri. Her okuduğum roman ve öyküdeki
Annemin Kaburgası
Annemin KaburgasıBurçin Tetik · İletişim Yayınları · 2020546 okunma
KALBİMDEN İLK GEÇİŞİNİ ÇİZİYORUM
Yüzünü çok ezberledim senin, Sen bile bilmiyorsun kendini öyle. Bana bir tabir şöyle sen öyle olasın, Şuan emin oldum ki "güzel" çok az... Hayalle gerçeği karıştırdım, Hepsi de çok güzel sen oldu.
Reklam
-Babam öyle gözler armağan etmiş ki bana Sözgelimi sen Aaa bak kuşlar geçiyor diyeceksin ,alacaksın şekerimi elimden Ben bakarım, tereddütsüz. Ve o kuşları görürüm. Olmadığını ikimiz de bilsek de... Ben bir sürü bir sürü kuşlar kurarım Bir görünür bir kaybolur güneşe gider onlar Pike yapar ,yarışır onlar Gökyüzü aydınlık, bulutlar mavidir. Hem
düzyazı şiirin en güzel örneğidir benim için.
"Gözkapaksız, şeytandan biri, çekiyor tramvay paramı benim. Arada sırada böylecik kente inip uzun üzüldüğüm ve sarsıldığım olur. Otelde, onun (Ceset'imin) yatağında yatarım. Saçlarının kapkara öyle uzadığı zamanlarda, dirimin ondan esirgediği ve benim ona vermeye çalıştığım şey neydi acaba? diyedir kurarım. Kocaman öküz ellerimle. Alçak bir mahmuz. Kükürt kokusu. Dağlanmış bir kıç. Bakır çalığı. Damarlarımdaki lağımlarda bir fare. İndiğim kenti ve içimdeki darağacını kemirir. Deliler, fareler, erkek fareler bölüşür kömürleşmiş bir cesedi. Mahzende. Onu sevmenin sözcükleri olmamıştır, bu belinde anahtarlar sevişin sözcükleri olmamıştır ki. Kaçardım korkunç karşılaşmamak için bir bezbebekle. Karşılaşmak. Bu, benim yeniden İşkence Sözlüğü'ne dönmem demek olurdu. O angut ormanlarının sevinç yiyen dulu, yedi yıllık gelincik kin, kalıt dağıtan meşin eldivenli ipek el.. Gömülmek istemezmiş.. Üşürmüş.. Arka sahanlıkta yanarak uzaklaşan genç şeytan. Gözlüklerimi kıskançlığım bataklıklardan çıkarıyorum. Başlangıcı kundak bir yangından sonra bir türlü bulunamayan eski metresimin (Ceset'imin) oğlan kardeşi. Kalın yüzünü örten ince böcek bakışlı aile maskesinden tanınıyor. Adam! Niçin hıçkıracakmışım sanki. Kolaylıkla sever, bir kemerin altından geçer, kolaylıkla unutur bir ne gizli yahudiyimdir ben."
babam öyle gözler armağan etmiş ki bana; söz gelimi sen, aa bak kuşlar geçiyor diyeceksin alacaksın şekerimi elimden. ben bakarım. tereddütsüz. ve o kuşları görürüm, olmadığını ikimiz de bilsek de. ben bir sürü bir sürü kuşlar kurarım. bi görünür bi kaybolur, güneşe gider onlar. pike yapar yarışır onlar. bir yalana gönüllü olarak inanmak olur o zaman da aşk. bir yalanı mümkün kılma çabası olmaz mı o zaman da aşk?
modern Don kişot
Bir insan kendini ne kadar değersiz hissedebilirse o kadar değersiz hissediyorum kendimi... Özellikle seninle. Mesela bazen pırıl pırıl parlattığın ayakkabına istemeden sıçrattığın bir çamur gibi, nereden bulaştı, kim sıçrattı üstüme dediğin. Sanki bir sokak köpeği, tam da yoldan geçerken yanlışlıkla başımı okşamış ve elindeki ekmeğin ucunu
Reklam
81 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.