“yüce gönlünü” eğliyordu... kalbini lan işte! hem o “yüce gönüllere” de bir haller olur arada regl gibi, dönem dönem ... ne ki lan zaten işte “yüce gönül”, bildiğin düdük be! düdüklen rahatla! coşku başka şeydir ama, coşku, varlığın cücüğünden doğar, elâlemin taşağından, ovaryumundan değil!... coşkuyu zapt etmeye çalışmak öyle bir imtihana tutar ki sanatçıyı, kendi coşkusunu bile tüketir adam anlamadan... ”