210 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Hermann Hesse
Hermann Hesse
tam bir kendine yolculuk ustası. Alman toplumunun yakın tarihini tanımak maksadı ile bu mayıs ayını Alman edebiyatına ayırmıştım. Toplumsal izler taşıyan olay örgüsüne sahip kitaplar bu amaca gayet güzel hizmet ediyor lakin yazarın içsel yolculuğunu anlatan eserler zamandan ve mekandan bağımsız, evrensel, hem içindeki toplumdan kopuk hem de bir o kadar toplumun aynası. Bu eser tam da böyle bana göre. Hesse’nin kısa otobiyografisini okuyan herkes bireysel, içe dönük eserler yazdığını bilir, aynı şekilde uzak doğu mistisizmine meraklı olduğunu da. Bunu en güzel yansıtan eserlerinden biri
Siddhartha
Siddhartha
’dır. Kendine yolculuğa çıkmak “zorunda” olanlar içlerinde yalnız değildir. Yani bambaşka benleri, hatta belki hayatlarında iyi veya kötü bir yere sahip olan bir çok insanın sesini ve ruhunu da içlerinde taşırlar. İçe yolculuk işte içindeki öz benliğin dışındaki her şey ile mücadelenin kendisidir, ta ki kafes misali bedeninin içinde bir sen kalana kadar, yani aslında ruhunu özgürleştirip gerçek sen olana kadar. Bu eser tam da bunu anlatıyor. İçimizdeki Bozkırkurdu. Hesse’nin tarzını ve kişisel yolculuğunu düşünürsek tam da kimliği gibi bir eser ortaya koymuş. Yazar ve düşünürlerle hayallerinde buluşup muhabbet etmesi hele tam benlik delilikler, bayıldım. Bu zaten kendine yolculuğun en önemli parçasıdır. Çağının insanları ile iyi anlaşabilsen, anlaşılabilsen zaten içindeki kafese hapsolmazsın. Güzel yazmışsın Hesse…
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20137,8bin okunma
Kendisi olabiliyor, kendisiyle kalabiliyordu. Şu sıralar da sık sık bu ihtiyacı duyuyordu -düşünmek ihtiyacını; aslında düşünmek bile değil. Konuşmamak; yalnız olmak. Yayılan,ışıldayan, sesli ne varsa, tüm oluşlar ve tüm davranışlar buharlaşıyordu; insan bir ağırbaşlılık duygusuyla kendisi olana,başkalarının göremediği yarık biçiminde karanlık bir öz halinde kalana kadar çekip küçülüyordu. Hala örgü örmeye devam etmesine ve dimdik oturmasına rağmen o anda kendi varlığını böyle hissediyordu, artık tüm bağlarını silkeleyip atmış olan bu benlik en tuhaf maceralar için özgürdü.
Reklam
Chuang Tzu
"Mükemmel kişide öz benlik olmaz, Kutsal kişide erdem olmaz, Bilgede şöhret olmaz."
Normal / Sağlıklı Narsisizm Narsisizm spektrumunu kavrayabilmek için her şeyden önce sağlıklı narsisizmi tanımlamak gerek. Çünkü patolojik narsisizm, sağlıklı narsisizmin olmadığı, olamadığı yerde ortaya çıkar. Sağlıklı narsisizm aydınlık yanımızsa, patolojik narsisizm içimizdeki karanlıktır. Işığın yokluğudur. Dolayısıyla öncelikle aydınlığın, ışığın ne olduğuna bakmalı. Kernberg’e göre normal (sağlıklı) narsisizm; benlik değerinin, benlik saygısının, hoşnutluk veren öz onayın, yaşam tatmininin kaynağıdır ve her şeyden önce entegre olmuş bir benlik deneyimine, güçlü ve tutarlı bir benlik yapısına bağlıdır. Kernberg’in kavramsal yaklaşımı doğrultusunda sağlıklı narsisizmin belirleyenlerini ve göstergelerini şöyle somutlaştırabiliriz:
Ben beden değilim Ben duygular değilim Ben zihin değilim Ben bu değilim Ben o değilim Öyleyse ben neyim? Benlik nedir? O bedendedir O herkesdedir O her yerdedir O her şeydir O öz benliktir. Ben O'yum. İlahi Bir'lik. *sufi metni
İnsan, kul olmak için yaratılmıştır. Kulluk insanın kaderidir. Bu fıtratında vardır. Eğer doğru kapıya kul olmazsa, kul olacağı yanlış kapılar arar. Eğer bir Allah'a kul olmazsa, öz ek elleriyle binlerce tanrı icat edip, onların önünde şerefini beş paralık edebilir. Hiçbir şeye tapmadığını şöyleyenler, kendilerine esaslı bir put bulmuşlardır: Ayartıcı benlik ve içgüdüler. Mutlak ateizm, işte bunun için bir hayaldir ve imkânsızdır.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.