Sonra ne oluyor biliyor musun? Geçiyor. Bir zamanlar uğruna dünyaları karşına alabileceğin insan yabancılaşıyor sana. Adım adım uzaklaşıyorsun. Kör olsa, yatalak olsa, bacaklarını dahi kaybetse sevebileceğin insanın, bunlara hiç değmeyeceğini fark ediyorsun. Bir an geliyor, bir şeyler kırılıp dökülüyor, paramparça oluyor içinde. Sonra ne oluyor biliyor musun ? Ölmeye gidiyoruz diyerek, ellerinden tutan, ölüme tereddütsüz gideceğin insanla, pazara bile gidilmeyeceğini anlıyorsun. Sonra ip en sağlam yerinden kopuyor, ne kadar kör düğüm atarsan at, ip bir kere kopmuş oluyor. En sevdiğin insanın bıçak izleri kalıyor sırtında. Kelimelerle anlatılmayacak kadar sarsılıyor, bitiyor, yıkılıyor hayallerin. Sonra ne oluyor biliyor musun? Grileşiyorsun. Oysa biraz inancın,umudun olsa uğruna cinayetler işleyeceğin insanın, hayatında kalıcı olmadığını, gitmek için geldiğini anlıyorsun. Sonra korkuyorsun, öyle çok yormuş oluyor ki hayat, yirmili yaşların başında hayata küsüyorsun. Ve seni delice eksik bırakan, yarım bırakan, sırt dönüp giden insana, iki çift kelime kırgınlığından, küskünlüğünden, üzüntünden, acından, eksikliğinden bahsedemeden, hayat seni insanların içinden alıkoyuyor. Sonra ne oluyor biliyor musun? Gidersin, diyorum ya. Bende çok gittim. Gözlerimin içine bakarak, yalan atıp ve sonrasında mimikleri bile oynamayan birisinden gittim..