Iyilik sayılması için özgür irade gerekir
Kişi iyiliği seçebilmelidir. Kişiye seçme hakkı tanınmazsa, o kişiliğini yitirir.
İstek(will), bir …’den yoksun olma ve ona sahip olamamanın ifadesidir. A, istek duyar B’ye karşı, çünkü B’de olan A’da yoktur. Sizde olan bir şeyi isteyemezsiniz, ancak ve ancak başkasında olan veya başkasında olduğu düşünülen şey istenebilir. Tıpkı aşk gibi.. Aşkın, arzu ve istekle bu derece ilişkili olması tesadüfle açıklanamaz. Aşk, Platon’un Şölen diyalogunda aktardığı üzre, eksik olanın tamamlanma isteğine karşılık gelir. Bir elmanın yarısı olan, çaresiz ve eksik olan varlık, ötekini de elmanın öteki yarısı olarak görür. Demek ki istek bize şunu der:” Ben eksiğim ve seni istiyorum; sende olan şeyden yoksunum, bu yüzden aradığım şey sende olmalı.” İşin en acı yanı ise, eksikliği çeken kişi, tamamlanma arayışının ötekinde olduğunu düşünmesidir. Çünkü öteki de aynı biçimde karşıdaki kişide eksik olan parçayı arar. Bunlar bazen çakıştığı gibi bazen de uyumlu bir yanılsamanın paylaşımı olarak anlam bulur. Aşk, karşılıklı bir yanılsama halinin, mevcut olmayan eksiklik söyleminin iki kişide de tamamlanmamasıdır. Ortada bir yokluk varsa ona istediğimiz kadar varlık atfedelim onu var kılamayız. Spinoza, Ethika adlı eserinin “Tanrı” bölümünde, Tanrı’nın isteğe/arzuya sahip olmadığını belirtir. Çünkü istek, kendinde olmayanı istemektir; özcesi bir eksiklik tamamlanmak istenir. Nitekim mutlak/bütün olan yani tam olan bir varlık istek duyamaz. İsteğin anlamı da iradedir. O halde Tanrı veya insan irade sahibi de değildir. Gelgelelim özgür de değildir.
Reklam
Böyle hayali bir şahsa insanlık henüz rastlamış mıdır?
Özgür irade bir gaye, bir nihai hedef, bir idealdir. Bu gayeye doğru koşacağız, bu manevî olgunluğu kazanmaya çalışacağız. Fakat bu dâhice kudretin bizde olmadığını ve her ideal gibi bir seraba benzeyerek daima yaklaşıldıkça varılmasının imkânsız olduğunu bilmeliyiz.
Salt İRADE yetmez. ÖZGÜR İrade gereklidir...
Özgür irade sadece lafta vardır hepsi bu, gerçek değildir.
Hiç kuşkusuz, ilahiyata eğilimli kişiler genelde, gerçek olanla gerçek olmasını arzu ettikleri şeyleri ayırt etme yetisinden kalıcı olarak yoksundurlar. Fakat bir tür doğaüstü zekâya inanan daha bilgili bir inançlı için şeytan sorununun üstesinden gelmek çocuk oyuncağıymışçasına kolaydır. Basitçe, kötü bir tanrının varlığını kabul eder: örneğin Eski Ahit'in her sayfasında kol gezen Tanrı gibisini. Eğer bu hoşunuza gitmediyse, başka bir kötü tanrı icat edin, ona Şeytan deyin ve dünyadaki bütün kötülüklerin suçunu onun iyi tanrıyla yaptığı kozmik savaşa atın. Veya (daha gelişmiş bir çözüm olarak) insan dertleriyle titizlikle uğraşmaktan daha önemli vazifeleri olan bir tanrıyı kabullenin. Ya da acı çekilmesine kayıtsız olmayan, ancak bu acıları düzenli ve adil bir evrende özgür irade adına ödenmesi gereken bir bedel olarak gören bir tanrı olduğunu varsayın. Tüm bu akla yatkın hale getirme seçeneklerine inanacak ilahiyatçılar bulunabilir.
Sayfa 149 - Kuzey YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Özgürlüğü hak etmeyen hiç kimse özgür olamaz. Özgürlük ne bir hak ne de bir olgudur, o bir ödüldür. Mutluluk için en elzem, en büyük bir ödüldür. Bir manzara için güneşin ışığı neyse hayatın tüm olaylarında da özgürlük öyledir.
“Peki ya siz,” dedi Martin, “atmacaların her güvercin bulduklarında onları yediklerine inanıyor musunuz?” “Elbette inanıyorum,” dedi Candide. “E o zaman!” dedi Martin. “Eğer atmacalar hep aynı huya sahip idiyse, insanlar niçin kendi huylarını değiştirsin istiyorsunuz ki?” “Ah ama, arada büyük bir fark var,” dedi Candide, “zira özgür irade…”
Sayfa 101 - Can yayınlarıKitabı okuyor
Hümanist Yaklaşım
Hümanist kuram ortaya çıkana kadar kişilik kuramlarının hiçbiri, özgür irade ve insan onuru gibi insan kişiliğinin önemli boyutlarına değinmemiştir.
Çocukların ana babalarına karşı körlüğü herkesçe bilinir ve bundaki çocuksuluğun daha fazla gözden kaçırıldığı başka bir konu yoktur; geçmişin kaçınılmaz koşullandırılması. İlk başta hepimiz genellikle Tanrı ya atfedilen şeyleri ana babalarımıza yüklemeye çalışırız: Sınırsız bir müdahale gücü ve tartışılmaz bir hikmet. Teolojik anlayış açıkça, bunun idealleştirilmesinden başka bir şey değildir. Bundaki kusursa otoriteyle özgür irade arasındaki kaçınılmaz karmaşadır; bunlardan birine sahip olmanın ötekine de sahip olmayı gerektireceği yolunda herkesçe düşülen kuruntu.
Sayfa 22 - Ayrıntı Yayınları
Reklam
Babamın kız çocuğu yoktu. Anlaşılan biraz uca gidip ora­dan hayata bir bakmak ve "özgür irade sahibi" olarak kabul edilen insanı çıkmazlarıyla yüzleştirmek istemişti.
.. riyakârlığının ördüğü ağlar..
.. insanlar bir şeye sahip olmak isterken, bir başka şeyden vazgeçmeye razı olmuyorlar; özgür bir irade karşılığında ahlâkı feda etmekten kaçınıyorlar. .
Sayfa 72 - Kaos Yayınları
“Özgürlüğe duyulan ihtiyacı pek az kişi yalanlayabilir; tanıştığım herkes özgür irade sahibi olmayı arzuluyor ya da öyle olduğunu sanıyor. Ne gariptir ki, birçoğu özgürlüğün geri yansıyan hali olan bedelini kabullenmeyi reddediyor. Sorumluluğu.”
Sayfa 107 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
120 syf.
·
Not rated
Bu kader de neyin nesi? :)
Eseri okuyan çoğu kişinin anlamadığını gözlemledim. Eserde zaten 20 sayfa ciceroya ait. İlk başları anlaşılması güç. Dili ağır. Ama her görüşü okuduktan sonra çeşitli açıklamaları ile birlikte konu anlamlı hale geliyor. Ve yazar da bol açıklama ile metni desteklemiş. Bir çeviri değil adeta bir makale. Aslında kitabı anlamak için önce kader
Kader Üzerine
Kader ÜzerineMarcus Tullius Cicero · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021385 okunma
Kendimizi o kadar özgür hissediyoruz ki özgürlükle ne yapılacağını unutuyoruz
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.