Uygarlığın başlangıcından bu yana geçen zaman insanlığın uzun geçmişinde, olsa olsa, belirli bir zaman dilimidir, ve geçmiştekiler gibi yaşanacak pek çok zamanlar daha henüz hiç ya­şanmamıştır. Mülkiyet tutkunluğuna saplanmış bir gelişme çizgisi, kendi yıkımını kendi içinde sürükleyeceği için, tek amacı ve tek ereği mülkiyet tutkunluğu olan büyük bir gelişmenin topluma, tıpkı bir yazgı gibi, yıkımdan başka bir şey getirmeyeceği açıktır. Yönetimde de­mokratlaşma, toplumda kardeşlik, haklarda ve ayrıcalıklarda eşitlik, eğitimde genel eğitime geçiş, yaşam-deneyimlerimizin, aklımızın ve bilgilerimizin her gün biraz daha yaklaşmaya, erişmeye çalıştığı daha gelişin bir yarının habercileri sayılmalıdır. Birgün varılacak olan bu gelişkin toplumsal düzey, eski soy toplumlarındaki özgürlük, eşitlik ve kardeşlik günlerinin daha gelişkin bir biçimde yetiden hayata ka­zandırılması olacaktır.'
Demokrasi, ekonomik eşitlik, özgürlük, hiçbir zaman hiçbir şey için insanın insanı sömürmemesi düzenidir.
Reklam
“Özgürlük” ve “eşitlik” kelimeleri burada bir anlam ifade etmiyorsa da “kardeşlik” kelimesinden ümidi vardı.
Sayfa 43 - Yan Pasaj YayıneviKitabı okudu
Zorla insanları olduklarından başka hale getiremezsiniz. İnsanlar yenik düşebilir, yanlış yapabilir, ezikliğinden dolayı sesini çıkarmayabilir, çaresiz kalabilir ama insanların ruhunda hiçbir zaman yok edilemeyen bir aydınlık vardır: Özgürlük ve eşitlik tutkusu. İnsanlık, tüm tarih boyunca, tüm engel ve badirelere karşın bu ışığın rehberliğinde yol aldı. Bundan böyle de yol alacağı kesin.
Mill, özgürlük ve iktidar arasında bir karşıtlık kurmuştu; özgür olmasına, başka bir ifadeyle, kendi kendini yönetmesine izin verilmeyen zihin, başkalarını denetlemeye kalkışacak, yani gücü arayacaktı, böylece iktidar insan arzusunun büyük amacı haline gelecekti: ''Özgürlüğün en az olduğu yerde iktidar tutkusu, en ateşli ve ahlaksız halini alır''dı.
Sayfa 361 - Mill, Kadınların Köleleştirilmesi, bl. IV, s.167.Kitabı okudu
Bolşevik kuramının Rusya'da uygulanan biçimine bakalım. Bütün Rus ulusu içinden, işçi, deniz ve kara kuvvetlerinden oluşan, bir azınlık, ekonomik temellere dayanan, Komünist Partisi adı altında birleşerek, bir diktatörlük kurmuşlardır. Amaçlarında, ulusal değildirler. Bireysel özgürlük ve eşitlik tanımazlar. Halk egemenliği ilkesine uymazlar. İçeride, çoğunluğu, zor ve baskı ile kendi görüşlerine boyun eğmek zorunda tutarlar. Dışarıda, propaganda ve ihtilâl örgütleriyle bütün dünya uluslarına kendi ilkelerini yaymaya çalışırlar. Oysa, hükümet kurmaktan amaç, önce, bireysel özgürlü gün sağlanmasıdır. Bolşevik hükümet biçiminde zorbalık niteliği görülmektedir.
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.