Yüreğimde hissettiğim bu acı ne. Ne zaman bitecek. Huzurla ölmeyi özledim. İçimde hep bir özlem var, huzura, sessizliğe, bilmem daha nelere. Bazen insan hayatıma biri girsin de iyi etsin diyor. Ya da biri bir şey desin de aydınlansın içim. Olmuyor. Hiç bir şey olmuyor. Günah ile sevap arasında bir mücadele içine giriyorum sonra. Offff ne ki offf. Allah'tan gelecek her hayra muhtacım ve bana kapılar açılmıyor. Açılan kapıları görmüyorum belki de. Hasılı suya hasret çöllerde güller bitmiyor...
Ama içimdeki fırtına kör kurşunla diner
Aşk sabır, aşk vefa, aşk hoşgörü ve sadakat... Aşk mutluluğu bekleyen gönüllerin özlem bestesini yapan kutsal bir dua... Aşk gurur ve kalpten silinmeyen duygularla ebediyete yazılan teslimiyet mektubu... Şayet aşkın vuslat varsa hayatın en anlamlı süsü olur. Ayrılık varsa susan gönüllerin sır kasasında toprağa düşen kaderi olur...
Bir taşra hikâyesi bu...
Yıllara yayılan, gelecek kuşaklara dokunan hazin bir aşk...
Kan davasının yıktığı yuvalar, ayırdığı gönüller...
Gerçek huzurun, barışın ve aşkın peşinde, arayış içindeki kalpler...
Ahmed Günbay Yıldız ’dan okuru alıp sürükleyecek, aşka ve hayata dair sorularla dolu, çarpıcı bir roman:
Dokunsam…
Mazinin dehlizlerinde ölüm soluyoruz seninle
Atide yaşıyor, bugünlerde gömülüyoruz birlikte
Toprak serptim artık hislerimin üzerine
Kürek kürek özlem serp sende heveslerine
Beyza Bakırcı nın derlediği ve onlarca şair ve yazar arkadaşımın eserleri ile katkıda bulunduğu güzel bir derleme çalışması.
Kitabı uygulamaya ben yükledim. Uygulamadaki yazar arkadaşlarım yazar linkleri ile ilgili fotoğraf ve biyografi talepleriniz olursa bana ulaşabilirsiniz.
Keyifli okumalar...
Boşuna değil
Her dakika seni hatırlayışım
Boşuna değil her akşam İçime bir garipliğin çökmesi
Bu şehrin bütün sokaklarında
Yana yakıla seni aramam boşuna değil
Boşuna değil pazarları sevmeyişim
Durup durup içimin kararması
Gözlerimin dolması apansız
Boşuna değil
İnan boşuna değil sevdiğim
Bu dalıp dalıp gitmeler
Bu dayanılmaz özlem
Bu sevda boşuna değil
Eshab-ı Kehf'ten fütüvvetnamelerde de sıkça bahsedilir, çünkü bu sure fütüvvetle ilgili bulunan üç sureden birisidir. Eldeki en eski Fütüvvetnameler Sulemi'nin 10. yüzyılda yazılan "Kitab al-Futuvva"sı ve Ansari'nin sufilerin fütüvvet hakkındaki sözlerini derlediği Arapça'sının yanında Farsçasınıda verdiği "Fütüvvetname" adlı eseridir. İlk Türkçe fütüvvetname ise 13. yüzyılda yazılan Burgazi fütüvvetnamesidir. Bunu Seyyid Gaybi oğlu Şeyh Hüseyin'in Fatih Sultan Mehmet döneminde yazılmış fütüvvetnamesi takip eder. Daha sonra da pek çok fütüvvetname metninde Eshab-ı Kehf'e değinilir. Burada sadece Burgazi fütüvvetnamesine değindim. İslami yazındaki bu müthiş zenginlik kaynaklar konusunda seçici olmayı gerektiriyor, çünkü daha pek çok metinde Eshab-ı Kehf'ten bir şekilde bahsediliyor ve bunların hepsini bu çalışmaya almak mümkün olmamıştır.