Kaç kez geçtim bu parkın önünden
Hiç acıtmamıştı içimi böyle derinden
Yaşlı bir bank kalmış geriye senden
Giden sen miydin, yoksa yüreğim miydi bedenimden?
Ercan İRİŞ
Uzandım gökyüzüne aydan ışık dilendim
Bu aşkın aydınlığı ısıtsın diye seni
Yetmedi çaldım bütün lambalarını sokakların
Bir kem göz görür de sever diye seni...
Ercan İRİŞ
Sinem de bir yara, sardıkça daha da kanar.
Bu yara onmaz, bu yuvaya ancak baykuş konar
İkbalim gaz ocağı, uğrunda kös kös yanar.
Ey dilber bu yangını söndürmeye mecal mi kaldı?
Çok sonraları bir fısıltı haykıracak
Deli yürekli şair ölmüş, diye
Üzülecek bazılarınız
Bazılarınızsa üzülmüş gibi yapacak
Nafile, diyecek bir cadı nafile feryadınız
Siz onu ne tam anlayabildiniz
Ne de tamamlayabildiniz
Sarı saçlarında boğdun beni
Sarıp boynum kestin nefesimi
Bu yüzden nerde sararmış bir yaprak görsem
Çekip koparacağım gövdesinden
Ah edip inleyesin diye
Uzandım gökyüzüne aydan ışık dilendim
Bu aşkın aydınlığı ısıtsın diye seni
Yetmedi çaldım bütün lambalarını sokakların
Bir kem göz görür de sever diye seni...
Ben hep ikindi vaktiydim senin için
Sıcaktan bunaldığında çıkıp geldiğin
Dargın umutlarını seslendirebildiğin
Bir soluklu yaşam kaynağın
Bir ağaç gölgesiydim anlayacağın
Yepyeni şiirler isterdim. Yeni romanlar okumalı, yeni resimler seyretmeli, yazmak için yeniden bir başka Türkçe öğrenmeliydim. Yeni hisleri, yeni düşünceleri, yeni kitapları arayıp bulmalıydım.”
•Sait Faik Abasıyanık•