Bu çağda insanlık kendini bir paradoksun içinde buluyor. Ne kadar çok ilerlerse o kadar geri düşüyor. Ne kadar çok bağlanırsa o kadar yalnızlaşıyor. Bu paradoks modern insanın trajedisini oluşturuyor. İnsan kendi yarattığı dünyada yabancı bir figür haline geliyor. Bu yabancılaşma insanın kendi iç dünyasında ve dış dünyada aradığı anlamı bulmasını zorlaştırıyor.
Eflatunun Şöleninde bahsettiği aşk ile ilgili yapılan çözümlemeden biri;
Aşk özünde, hem babası Bolluktan hemde annesi Yoksulluktan bir parça taşıdığından, ne hep varlık içindedir, ne de hep yokluk içindedir. (Paradoksal)
"Bugün resmen bariz iki farklı flörtöz yaklaşımı reddettim. Normalde bir erkek atlar bunlara hemen. Hiç kaçırmaz fırsatı. Fakat o toplara hiç girmiyorum. Kendime söz verdim. Uzunca bir süre kadın olmayacak hayatımda. Bir kişi hariç. Zaten onu da herkes biliyor. Fakat o da yok aslında.
Lakin şunu fark ettim. Sosyal ortamda pozitif, zeki,