Sakarya
Sakarya Savaşı’nın son günlerine ait hatıralarını Atatürk’ün kendisinden dinlemiştim: -Cephe kurmay başkanı odama geldi. Kemiğim kırık olduğu için yatıyordum. Bana umutsuz bir sesle son raporları okudu. Bu raporlara göre düşman taze kuvvetler alıyordu. Raporlar ara sıra kanatlanan uçağımızın görüşleri idi. “Bir daha oku!” dedim. Dikkatle dinledim. Raporu verenin, Yunan cephesinin bir kanadından öbür kanadına giden, kuvvetleri yeni kıtalar sanmış olduğunu anlamakta gecikmedim. Bu aktarma ancak bir geri çekilme hareketi olabilirdi. İsmet Paşa’ya: “Zaferini tebrik ederim, Paşam!” dedim ve hemen karşı taarruz emri vermelerini söyledim. Bir müddet sonra Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak) odama geldi. Bir kolordu komutanından bahsederek: (Kemalettin Sami) “Kendisini taarruza kaldıramıyoruz. Emri doğru bulmuyor. Sedye ile de olsa telefon başına kadar gel!” dedi. Gittim. Telefonla bu komutana: “Sen olmazsan yerine bir çavuş gönderir, taarruz ettiririz,” dedim. Biraz sertçe olan sesimi tanıyınca: “ Ya… Böyle mi tensip buyurdunuz, emredersiniz!” dedi.
Sayfa 303 - Pozitif YayıneviKitabı okudu
Benim sabahları fincanla değil de bardakla sade kahve içtiğime dikkat etmiş, nedenini de sormuştu. Hiç düşünmeden: “Kafamı topluyorum Paşam…” cevabını verince, gülmüş: “İnsan bardakla kahve içince toplanacak kafası olması ne saadet!..” demiş, birkaç gün sonra da: “Kılıç,senin bardakla kahve formülün fena değil!..” deyince denediğini anlamıştım.
Reklam
olur paşam
İç sesiniz size ne söylerse söylesin, kendinizi savunmayın, ona aşağıdaki sorulardan birini sorun: • Bana kendimi kötü hissettirmesen olur mu? • Beni suçlamadan konuşsan olur mu? • Bana iyi davransan olur mu?
Maraş’ın Şekerli Camii civarında şiddetli bir sokak çatışması oluyordu. Bir aralık yanımda bir kadın belirdi. Bir eliyle bir gaz tenekesi taşıyor, öteki elinde birkaç altın tutuyordu. Halinde büyük bir telaş ve heyecan vardı. Yalvarır bir sesle: "Aman Paşam" diyordu, "evimin bitişiğindeki evde Fransız ve Ermeni kuvvetleri var. Oradan size ateş ediyorlar. İşte şu bir teneke gazı getirdim. Benim evimi yakın ki, onların barındığı ev de yansin! Bu paralar da yakan yiğide ödül olarak verin!" Maraş’ın ünlü Aya Rabaş Kilisesi civarında bir sokağa yardıma kuvvet gönderilene kadar kendi kendilerine savunma yapan ve düşmanı kayıplara uğratanlar da sadece kadınlardı.
Mazhar Osman Atatürk'le görüşmektedir. Bir ara Atatürk sorar: Osman Bey, bu delilik nasıl bir şey? - Gazi Paşam az da olsa herkeste bir parça vardır. deyince Atatürk: - Ne demek istiyorsun, bende de mi var? Hoşsohbet ve sözünü esirgemeyen biri olan Mazhar Osman: -Ohooo... Sizde herkesten bin beteri var. İçeride ve dışarıda dört iklim yedi cihana kafa tutmak akıllı adamın yapacağı iş mi? Atatürk dakikalarca güler...
Sayfa 73
"Paşam, delegesi bulunduğum Tıbbiyeliler beni buraya İstiklal davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle reddederiz." "Farzımuhal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz!"
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.