Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Görmek için gözlerimi kaparım. Paul Gauguin
Paul Gauguin, 55 yaşında, henüz mahkumiyetini tamamlayamadan, muhtemelen aşırı doz morfinden vefat etti. Cenaze töreninde konuşan piskopos Martin, defin esnasında şöyle diyordu: “Burada Gauguin isimli müteessir şahsiyetin, şöhretli sanatçının, Tanrı'nın ve doğru olan her şeyin düşmanının ölümünden daha çarpıcı bir şey olamazdı.” Gauguin'in naaşı, Markiz Adaları'nda, Atuona Mezarlığı'nda Jacques Brel'in hemen yanında yatıyor.
Reklam
Interieur 1913
Sanat hayatı boyunca, teknik resim ve grafik sanatı üzerine usta isimlerden biri olarak anılan Pierre Bonnard, 1888'de Paris'te Julien Akademisi ve Güzel Sanatlar Okulu'nda eğitim gördü. Maurice Denis ve Edouard Vuillard ile stüdyosunu paylaştı, en çok da Paul Gauguin'den etkilendi. Onun fırça darbelerine ve baskın renkleri kullanmasına hayranlık duydu. Önce, tamamen renklerle yapılan biçimlendirme anlayışına sahip Nabilere, sonraki yıllarında ise içtencilik (intimisizm) akımına yöneldi. Sanatçı, aynı zamanda Japon baskı sanatından ve tablolarından da feyz aldı ve renk geçişleri ile ışıklandırma konusunda orijinal bir üslup yakaladı. Van Gogh'a ilgisinin artmasıyla, o da tutkularını tablolarında yansıtmaya başladı. Bonnard, iç mekân konusunda ustalaştı. En ünlü tablolarından 'Interieur'da sanatçı, ev içinden gündelik bir sahneyi konu edinir. Yatağın üzerinde oturan insan, aynadaki aksinden kendini belli eder. Tablodaki sıcak ve soğuk renklerin karşıtlığına getirdiği hareketlilik ve canlı renkler, sanatçıyı özel kılar.
Composition IV 1911
20'nci yüzyılın en parlak ressamları arasında sayılan Kandinsky, hukuk eğitimi aldığı sırada gittiği Monet'nin sergisinden etkilendi. Okulu bırakarak Münih'e taşındı ve Franz von Stuck'tan dersler aldı. Kendilerine Blue Rider' adını veren bir grup ekspresyonist sanatçının arasına katıldı ve resim sanatına yön veren Franz Marc ve Paul Klee ile tanışma fırsatı buldu. Zamanla ustalaşan Kandinsky'nin tarzı, ekspresyonizm ve fovizm (çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanımı) arasında değişen soyut bir hal aldı. En ünlü tabloları, soyut sanat akımı içinde yaptıkları oldu. Seyahatleri sırasında Van Gogh ve Gauguin gibi empresyonist sanatçıların eserlerini inceleme fırsatı buldu. Nazi iktidarına kadar Bauhaus'ta öğretmenlik yaptı. Bir süre sonra Fransa vatandaşı oldu. Ressam için sanatın asıl amacı, dış dünyadan sıyrılıp iç dünyayı harekete geçirmekti. 'Kompozisyon IV tablosunda kullandığı canlı mavi, sarı ve pembe tonlara rağmen, mutluluktan çok içe kapanık ve karışık bir his dünyasına hitap eder. Resmini soyut ve özgür sanat olarak tanımlayan Kandinsky eserinde, çizgileri serbest, renkleri özgür bir atmosferde kullanarak iç dünyasını yansıtır.
Nave Nave Moe 1894
Hayatının büyük bir bölümünü Tahiti'de geçiren Paul Gauguin, 1855'te Fransa'ya döndüğünde bir süre borsada çalıştı ve resme olan tutkusunu hobi olarak devam ettirdi. 1882'de çalıştığı borsa dramatik bir çöküş yaşayınca, hayatının kararını alarak yalnızca resme yöneldi. İlk resimleri empresyonist tarzda olmasına rağmen Pissarro’yla tanıştıktan sonra farklı bir vizyon yakaladı ve daha çok sembolizmin etkisinde eserler verdi. Japon resimlerini incelerken keşfettiği parlaklık, karışık renkler ve özel çizgiler de Gauguin'in kendi tarzını yakalamasında etkili oldu. Eserlerini, Tahiti’den edindiği izlenimleri harmanladığı, özel tarzıyla yorumladı. En önemli tablolarından “The Vision after the Serman', bu dönemin ürünü olarak ön plan çıktı. 1894'te yaptığı başarılı tablosu 'Nave Nave Moe', Tahitili iki genç kızın gün ortasındaki en saf halini anlatır. Kullandığı canlı renkler ve resmin doğallığı, ressamın başarısını perçinler. Sentetik teknik kullanan ressamın eserinde iki kız, kompozisyondan uzak, yapıştırma gibi durur.
Vase With Twelve Sunflowers 1888
Bazı resimleri ve eskizleri, dünyanın en değerli eserleri arasında yer alan Vincent Van Gogh ilk gençlik yıllarında bir sanat simsarlığı firmasında çalıştı. Öğrenimini yarıda bırakmasına karşın, üstün zekâsı onu resim sanatına yönlendirdi. Resim kariyerine ölümünden 10 yıl kadar önce başladı. Paris'te tanıştığı izlenimcilik akımı, eserlerinde canlı renklere geçiş yapmasını sağladı. Bir süre sonra da kendine özgü tarzını bularak genç nesilleri etkiledi. 10 yıllık kariyeri boyunca, iki bine yakın esere imza attı. En önemli eserlerini ise ölümünden iki yıl kadar önce yaptı. En yakın arkadaşı olarak bilinen Paul Gauguin ile ilişkilerinin bozulması üzerine kulaklarından birini kesti ve giderek bozulan ruh sağlığı intiharına sebep oldu. En ünlü tablolarından biri olan 'Vazoda On İki Ayçiçeği', parlak sarı rengi ve hemen tuvalden çıkacakmış gibi canlı oluşuyla sanatseverlerden tam not aldı. Vazoda görünen 12 ayçiçeği, gerçekliğinden çok, ressamın kendi iç dünyasındaki yansıması olarak tuvale taşındı. Ressamın, sade fon önünde ayçiçeklerine akıcı fırça vuruşlarıyla canlılık kattığı gözlemlenir.
Reklam
"Kış, 'İlkbahar benim kalbimde' deseydi ona kim inanırdı?" Halil Cibran "Yaraların, ışığın içine sızdığı yerdir." Mevlana "İnsanım, bazen kırılıyorum, bazen parçalara ayrılıyorum ama sonra tekrar tekrar birleşiyorum." "Görebilmek için gözlerimi kapatırım." Paul Gauguin "Hayat iki şekilde yasanır: Ya hiç mucize yokmuş gibi ya da her şey birer mucizeymiş gibi..." Albert Einstein Hepsi insana dairdir. O yüzden bir gün bir bakarsınız, o duvar yerinde durmuyor. Duvarı yapan da yıkan da insandır. Kaçmak isteyenleri belli etsin diye ördüğü duvarı beyaza boyayan; sonra o duvar yüzünden yaşanan acılar unutulmasin, ibret olsun diye yıkarken bir kısmını tutan, üstüne rengarenk grafitiler yapan da insandır. İşin doğrusu, tüm bu çelişkiye, karmaşaya, iniş çıkışa rağmen ibre yaşama dönük olan yönü göstermekten de hiç vazgeçmez. Gelişmeyi engelleyen her duvar bir gün mutlaka yıkılır, düşer. Çünkü insanın iyiye olan potansiyeli güçlüdür. Yol biraz uzun, engebeli ve bazen biraz sarsıcı da olsa insan kendi iradesiyle sevgiye dayanan, adil, özgür ve zengin bir yaşam kurabilir. Prometheus, ateşi bir kez tanrılardan çalmıştır. Pandora'nın kutusundansa sadece acı, keder, yalan, öfke değil; umut da çıkmıştır. Bizi sağlam kılan şeylerden biri; kırılabilen tarafımızı kabul ederek hayata, deneyime gerekiyorsa kırılmaya açık olma cesaretini göstermek. Yara alma cesaretini göstermek, gelişimin temelinde yatıyor.
240 syf.
·
Puan vermedi
Yazdığım en uzun kitap incelemesi olabilir alıntılarla beraber; Çok uzun süredir beni bu kadar kendine bağlayan bir kitap olmamıştı. Anlatılan hikaye, hikayedeki karakter ya da ona ilham veren ressam Paul Gauguin değil, benim ilgimi çeken. Bence harika çevirinin de etkisi ile yazarın dili ve tespitleriydi beni bu kitaba bu kadar bağlayan şey.
Ay ve Altı Peni
Ay ve Altı PeniW. Somerset Maugham · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020545 okunma
512 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.