Karamanoğulları İstanbul'da
...İstanbul'a gelen göçler sonucunda payitaht, Müslüman Türk şehrine bürünmüştü. Bilhassa Konya, Lârende, Aksaray ve Ereğli'den gelenlerin mahallelerine, geldikleri beldelerin isimleri verilmiştir...
İstanbul, maddi ve manevi iklimiyle, her daim çok yönlü bir dünya şehri olma vasfını taşımıştır. Bu tarihi payitaht ve başşehir, aynı zamanda devasa bir “asitane”dir; tarikatların merkezi dergâhı gibidir. Onun için ünlü divan şairi Nedim; “Dergâhları melce-i erbâb-ı recâdır Câm’îlerinin her biri bir kûh-ı tecelli…” (Dergâhları ihtiyaç sahiplerinin ümit sığınağıdır Her bir camisi tecelli etmiş yüce dağ gibidir…” şiirini yazmıştı.
Reklam
280 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Serinin ikinci kitabında da tarzını bozmadan ilginç detaylara yer vermek suretiyle okuyucuyu kendine bağlayan yazar, tebrikleri sonuna kadar hakediyor. Teşekkürler Con Sinov, eline emeğine sağlık ... Mustafa Kemal'in işgal sırasında İstanbul'a gelişi ile Samsun'a çıkışı arasında yaşanan hadiseleri ele alan kitap, payitaht merkezli hükümet bunalımlarını, işgal karşısında sarayın, aydınların, bürokrasinin ve askerlerin tutumlarını, vatanseverlerin çare arayışlarını, gaflet içinde bulunanları, delalete sapanları ve hiyanet edenleri tüm çıplaklığıyla ortaya döküyor. Bu açıdan bakıldığında oldukça önemli bir iş çıkartmış yazar. Çünkü, okuyucu anlıyor ki, vatanseverlerin önünde gül bahçesi değil, her yanı sarmış bir ateş çemberi var ve bu cendereden çıkmak için kuru cesaretten daha fazlasına ihtiyaç var... Şecaat... Akıl dolu cesaret...
Yarının Adamı
Yarının AdamıCon Sinov · Masa Kitap · 2023353 okunma
Atatürk'e gelince . . . O, daha 34 yaşındayken Çanakkale Savaşı'nda Padişah'ın oturduğu Osmanlı'nın başkenti Payitaht İstanbul'u dört kez kur­taran, canını esirgemeyen, vatansever bir subaydır.
Sayfa 245 - İnkılâp YayıneviKitabı okudu
Sultan Abdulaziz'in Avrupa'ya yapacağı ziyaret öncesinde oldukça önemli bir hukuki sorun yaşanır. Sorun şudur ki, padişahın adımını atacağı her yer payitaht, yani kendi toprağı sayılacaktır. Aynı zamanda halife olan Osmanlı padişahının, Musluman olmayan topraklara adımını basacak olması kimi çevrelerde hoşnutsuzluk yaratır. Son derece zeki bir öneri sonucu ortaya atılan çözüm, sorunu kökünden halleder: Abdulaziz'in ayakkabılarının tabanı açılacak, içine İstanbul toprağı serildikten sonra yapıştırılacaktır. Böylelikle padişah dunyanın neresine giderse gitsin kendi toprağına basmış, kendi toprağından dışarı bir adım bile atmamış olacaktır! Abdulaziz'in ayakkabılarının içindeki toprak sayesinde Istanbul, Avrupa'nın birçok köşesini gezmiş olan tek dünya kentidir!
Medine ve Mekke'deki sancak beyi rütbesindeki görevlilere sancak beyi denmez. Bunlara şeyhü'l-medine gibi unvanlar verilir. Gene aynı şekilde buraya tayin edilen kadıların hiç birisine küçük bir rütbe verilmez. Haremeyn mevleviyyeti denilen Mekke ve Medine kadılıkları protokolde son derecede üstün bir noktadadır. Mekke ve Medine kadılığı yapmayanın İstanbul kadısı, payitaht kadısı olması pek istisnaîdir.
Reklam
243 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.