Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
1956: Kısıtlı Faaliyetler 1956 yılında Ocak gazetesinde yayımlanan bir iki yazısı hariç Atsız'ın sessizliği devam etmektedir. Hatta 1954 yılında 3 Mayıs'ı anmak üzere Yıldız Parkı'nda yapılan kır gezisine dahi katılmamıştır. Ancak 1956 yılında 3 Mayıs vesilesiyle yapılan bir salon toplantısına katılır. Toplantı 05 Mayıs Cumartesi
Kim Kime
Önünden pazar günleri üç beş âşığın geçtiği, adeta kendi kendine, kayaların orada çatlayıp dökülmesiyle vücuda gelmiş sanılan bir yola; sair günler , yalnız yollara mahsus olmayan kimsesizliğin garipliği siner.
Sayfa 63 - * Bu hikaye herhangi bir dergide yayımlanmamış, yazar tarafından doğrudan kitaba alınmıştır. ( Yay. N.)
Reklam
Bence öğretmenliğin en zor ama aynı zamanda en ilginç yanı, çocukların bir şeyler hakkındaki gerçek düşüncelerini öğrenmek. Geçen hafta yağmurlu bir günde, yemek saatinde çocukları etrafıma topladım ve benimle sanki onlardan biriymişim gibi konuşmaları için uğraştım. En çok istedikleri şeyleri söylemelerini istedim. Bazılarının cevapları gayet sıradandı; bebekler, midilliler ve patenler. Diğerleri ise kesinlikle ilginçti. Hester Boulter, pazar günleri giydiği elbisesini her gün giymek ve salonda yemek yemek, Hannah Bell ise hiç çaba harcamadan iyi olabilmek istiyordu. On yaşındaki Marjory White, dul olmak istediğini belirtti. Sebebini sorunca büyük bir ciddiyetle, eğer evlenmezsen insanların sana kız kurusu diyeceklerini, evlenirsen kocanın sana patronluk taslayacağını ama eğer dul olursan iki tehlikenin de ortadan kalkacağını söyledi.
İyi pazarlar)
"...çünkü pazar günleri, tamamen keyfimin, tesadüflerin veya anın­da verilmiş kararların akışına göre geçireceğim planlan­mamış birkaç boş saatim olmasını özellikle severim."
“Ah nerede o günler, gerçekten öldüğüm zaman ,şöyle aklı başında biri çıkıp beni denize filan atıverse , ne iyi olurdu . Ne yaparlarsa yapsınlar da beni lanet bir mezara tıkmasınlar . Pazar günleri millet gelip karnınızın üstüne bir sürü çiçek filan koyacak , daha bir sürü zırvalık . Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın …”
Günün ağırlıklarından kurtulmak için pazar günleri Tanrı'yı ziyaret etmek yeterli sandınız. Diz çöküp bir kaç yakarma bu canice kayıtsızlığın bedelini rahatça öder, diye düşündünüz. Ancak Tanrı tutku sever. Bu uzak ilişkiler onun ateşli şevkine yetmez. Sizi daha uzun süre görmek ister, onun sizi sevme tarzı böyledir ve gerçeği söylemek gerekirse, onun tek sevme biçimi budur.
Reklam
İnsanların kendilerini gerçekleştirememelerinin sebebi zaman değil hayal gücü eksikliğiydi. İşlerini gören bir gün bulmuş ve o düzene sımsıkı yapışmışlardı; en azından pazartesiyle cumartesi arası aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorlardı. Bu düzen onlara iyi gelmese bile, ki çoğunlukla gelmiyordu, değiştirmeyi akıllarından geçirmiyorlardı. Sonra cumartesi ve pazar günleri azıcık değişik bir şey yapıp azıcık eğleniyorlardı.
Sayfa 191Kitabı okudu
Ah, ne severdim baloncuları, balonları... Pazar günleri sokak sokak dolaşır, bir baloncu bulur, ardına takılırdım.Öyle çok severdim ki balonları... Onları, kırmızı, mavi, sarı, beyaz renkleriyle dev akide şekerlerine benzetirdim. Baloncuyu da, çok balonu olduğu için dünyanın en mutlu insanı sanırdım.Ama hiç balonum olmadı ki o yaşa dek. Onun için nerede bir baloncu görsem, ardı sıra yürürdüm.
Sayfa 20
Pazar günleri, hayatın intikam günleri. Neşeli başlasın ve öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler.
"Pazar günleri, hayatın intikam günleri. Neșeli başlasın ve öyle geçsin diye gayret edildikçe insanı koyu bir yalnızlığa, anlaşılmaz bir kedere iten günler."
Reklam
Tezimi çok büyük zorluklarla bitirdim. Ömrümün bilmem kaçta kaçı gitti. Öyle bir sinir savaşı vardı ki ortalıkta, anlatılır gibi değil. O zaman kalp sektesinden gitmediğime, kanser olmadığıma çok şaşırıyor, nice sağlam bünyem varmış diyorum. Neler yaşadınız? Neler, neler! Bir mühlet verilmişti, o sürede tezini teslim edeceksin dediler. Ettin
Kimse bilmeyecekti, zihnime ateş ettiğimi. Kimsenin hayatı değişmeyecekti kendimi yok ettiğim için. On yıl sonra çok zengin bir kadın olacak Anita bile, bir ay sonra kanıksayacaktı hareketsiz bedenimi. Annemin pazar günleri bulmaca çözerken yüzüne astığı sakinliğe benzer bir ifadeyle silecekti vücudumu. Hiç doğmamış gibi olacaktım. Ve tek isteğim buydu!…
Tanrı adanmışlık sever!
Hafta içindeki günahlarınızdan kurtulmak için pazar günleri Tanrı'yı ziyaret etmek yeterli sandınız. Diz çöküp birkaç yakarış bu suçlu kayıtsızlığın bedelini rahatça öder diye düşündünüz. Ancak Tanrı adanmışlık sever. Bu mesafeli ilişkiler onun ateşli şevkatini doyurmaz.
Sayfa 101Kitabı okudu
"İnsanların yaşama­sında önemli olan, ayrıntılar değil mi? Ayrıntısız yaşayan yalnız bitkiler.Azotlu, sulu, klorofilli, güneş ışıklı bir yaşama. Biraz da hayvanlar. At, aşacağı kısrak topalmış, kemikliymiş aldırmaz. Gene de yem yediği ahırın, çifte koşulduğu tarlanın yolunu ayı­rır. Köpekler, görmeye alışmadıkları bir çeşit giysi giymiş insa­na havlarlar. Ya insanlar?Onların yaşamasında her şey ayrıntı. Önemli olan yemek değil, yenecek yemeğin çeşididir; giysi değil, giysinin çeşidi; ayakkabının çeşidi. Günlerin adı bile ... Belli gün­lerde belli yaşamaları vardır. Pazar günleri pazarlık yaşamaları­nı kuşanırlar, çarşambaları çarşambalık! Hep ayrıntılar! Paranın sayısı gibi."
Sayfa 101 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Pazar günleri… Şimdilerde… Sokak aralarından geçerken… gözüme pijamalı aile babaları ilişirse, kışın, yağmurlu gri günlerde tüten soba bacalarına ilişirse gözlerim… evlerin pencere camları buharlamışsa… odaların içine asılmış çamaşır görürsem… bulutlar ıslak kiremitlere yakınsa, yağmur çiseliyorsa, tartışan insanların sesleri sokaklara dek yansıyorsa, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek, gitmek…………………. İsterim hep.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.