Başarı, itibar, para, güç; hemen hemen tüm enerjimizi bunları nasıl elde edeceğimizi öğrenmeye harcarız. Sevmeyi öğrenmeye ise verecek hiçbir şeyimiz kalmaz.
...onların sanatına bu denli saygısı olan bugünün insanı, biz, iş kendi kutsal tapınaklarımıza, törenlerimize, ölülerimize gelince olağanüstü bir kayıtsızlık, saygısızlık, haddini bilmezlik içindeyiz.
Onurumuzu avukatlara, çocuklarımızı uzmanlara, topraklarımızı makinelere bıraktığımızdan, bizi korusun diye atımızı, silahımızı teslim edip devlete sığındığımızdan beri ne kaldı geriye?
Yeni Dünya düzeninde artık gazete bile okumayan insanlar 328 kanallı tv'lerinden durmadan özgür seçimler yapıyor; devlet için "gölge etmesin başka ihsan istemem" deniliyordu.
Oğlanları dostluklara da güneşe davrandıkları gibi davrandığını anlamaya başlamıştı: varlığını tartışılmaz, mutlak kabul etmek, parlaklığının tadını çıkarmak, ama üzerinde kafa yormamak.