İnsan İnşasında Kur'ani Metot
0-2 yaş arası; 'oku' ayeti celilesinin bir yansıması hükmünde olan fıtrat okuma' dönemi, 2-7 yaş arası; Efendimizin anlatmasını değil yaşamasını emreden örnek olma' dönemi, 7-14 yaş arası; tebliğ vazifesinin emredildiği öğüt verme' dönemidir. Bu dönemleri bilmek, gereklerini yerine getirebilmek adına anne-babalara büyük kolaylık sağlayacaktır. Dönemin gereğini bilen bir anne, 1 yaşındaki çocuğuna sınırlar çizmeye çalışmayacak, 4 yaşındaki çocuğu yalan söylediğinde hatayı kendi örnekliğinde arayacak, 7 yaşındaki çocuğunun sorduğu sorulara doğru cümlelerle mukabelede bulunacaktır. Her sürecin içerdiği problemleri, yine kendi yaş dönemi içerisinde değerlendirerek çözüme ulaşacaktır.
Mehmet Beşeri’den Kitap Önerileri
ATATÜRK (Nutuk), AHMED RIZA(Batı Politikasının Ahlaksızlığı), ARSLAN BULUT((Türklüğün Şifresi, Atatürk'ün Yol Haritası), ATTILA İLHAN (Hangi Batı, Batının Deli Gömleği), BANU AVAR (Zemberek), BEKİR ELÇİN (Onlar Savaşırken), BİLGE ORHUNLU(Mütareke Dönemi), CAZİM GÜRBÜZ (Atatürk, Ekonomi ve Milliyetçilik, Kartal Gözüyle Milliyetçilik, Atatürk
Sayfa 11
Reklam
Türkistan'a dönenler: 1925 yılından itibaren başlatılan uygulamalardan kendilerini kurtarıp Almanya'da kalabilen öğrenciler, eğitimlerini tamamladıkları yıllarda, çeşitli şartların etkisiyle, kesin tercihlerini yapacaklar ve bir anlamda kendi kader çizgilerini de belirleyeceklerdi. Sovyet Hükümeti'nce toplu olarak geri götürülen
Sınırlı bir fırsat
Kritik bir dönem boyunca çocuk, yeni şeyler öğrenir, yeni yetenekler edinir. Farkında bile olmadan, beyninin çeşitli fonksiyonlarını geliştirir. Fakat kritik dönemler geçicidir. Çocuk belirli bir yeteneği kavrayıp öğrendiğinde, bu yetenekle ilgili kritik dönemin de sonu gelmiş demektir. Eğer bu dönemde çocuk, kendisine gerekli olan bilgi ve beceriyi gözlemleyemezse ya da uygulama fırsatı bulamazsa bunu öğrenme şansını yitirecektir. Çocuk aynı yetenekleri ileriki dönemlerde de öğrenebilir fakat bunun için uzun yıllar boyunca azimle çalışması gerekebilir. Bir örnek vermek istersek çocuklar, dil öğrenmeye eğilimli oldukları iki-üç yaş döneminde, birden fazla dili kolaylıkla öğrenirken bu iş, biz yetişkinler için çok daha zordur.
Sayfa 15 - Kaknüs Yayınları
Şüphesiz kritik dönemlerin başlangıç ve bitiş zamanı, çocuktan çocuğa değişir. Dolayısıyla, her bir çocuğu dikkatle izleyip davranışlarımızı onun kişisel ihtiyaçlarına göre belirlemeliyiz. Kritik dönemler, çocuğun bütün hayatına etki eder çünkü bu erken evrelerde öğrenilen şeyler, ileriki dönemlerde öğrenilecek bilgilere temel teşkil edecektir.
Sayfa 15 - Kaknüs Yayınları
Montessori, çocukların ilgi ve eğilimlerinin çeşitli aşamalardan geçerek geliştiğini fark etti ve bu aşamaları "kritik dönemler" olarak adlandırdı. Bu dönemlerde çocuklar, çevrelerinde gördükleri şeylere büyük bir ilgi ve merakla yaklaşırlar. Yeterince istifade edildiğinde her kritik dönem, çocuğun gelişimini derinden etkileyen bir firsata dönüşür. Bunun için kritik dönemlerden geçme sürecini çok iyi anlamamız gerekir.
Sayfa 14 - Kaknüs Yayınları
Reklam
Sürekli Evrim ve Deney Okullarda genelde sert bir sükûnet hakimdir; her sömestrin bir öncekine benzediği, değişimin olmadığı, bedenlerin gergin çizelgelerin sabit olduğu yerlerdir. Nadiren bir olay patlak verip kaskati rutini bozsa da yetkililer kısa sürede bunları bastırır. Paideia bundan fevkalade farklıdır. Hareket her yerdedir: Sadece
Sayfa 142Kitabı okudu
HAÇLI SEFERLERİ'NİN HAZIRLANDIĞI ZEMİN II. Dünya Savaşı'nda Türkiye tarafsızlık politikası takip etmiştir. Bu politikanın belirlenme, takip etme ve uygulanmasında cumhurbaşkanı İsmet İnönü tek adam olmuştur. En büyük yardımcısı önce Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri daha sonra Dışişleri Bakanı olan Numan Menemencioğlu'dur. Basın
Sevgi açı çocuklar, sevgi dilenen genç ve yetişkinler olurlar.
Çoğu zaman ebeveynlerin davranış bozukluğu olarak anlamlandırdığı pek çok çocuk tutumu aslında boşalan duygu kabının dolma isteğinden başka bir şey değildir. Bu bağlamda sevildiğini hissedemeyen çocuk iki yöne doğru yönelir. Bu yollardan ilki çocuğun aşırı uyumlu davranışlardır. Her ne kadar anne baba için bu hal olumluymuş gibi gözükse de aşırı uyumlu çocuk tutumu çocuğun ebeveynine güvenini yeterli olmadığını gösterir, bu büyük bir çocukluk dramdır.Çocuğun adeta bir sevgi dilencisi gibi ebeveynine yılıştıgi, sırnastığı, kendinden geçip anne babasında kaybolduğu bir davranış kalıbıdır böylesi davranan çocuklar eğer koşulsuzca sevildiğini hissettikleri bir değişim yaşamazlarsa hayatları boyunca kendi değerini başkalarına yararak aramaya çalışan bağımlı yetişkinler haline dönerler.
Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun müdafaasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve kahpece aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında alabildiğine büyüyüp gelişirler. Bu kötü yönsemeleri yaşın küçüklüğüne ve işin önemsizliğine bakarak hoş görmek tehlikeli bir eğitim yoludur. Önce şu bakımdan ki, çocukta tabiat hâkimdir ve tabiat asıl yeni tomurcuk salarken katıksız ve gürbüzdür; sonra da, hırsızlığın çirkinliği, çalınan şeye göre değişmez ki: Ha bir altın çalmışsın, ha bir iğne. "İğne çaldı, ama altın çalmak aklına bile gelmez" diyenlere benim diyeceğim şudur: "İğneyi çaldıktan sonra niçin altını da çalmasın?"
Sayfa 143 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.