Okudum bitti ama büyük bir hayal kırıklığına uğradım. İncelemeyi yazmaya başlarken de çok düşündüm acaba yazmasam mı diye. Bu düşünceye kapılmamın sebebi elbette okuduğum incelemelerin büyük çoğunluğunun kitabın çok iyi olmasından bahsetmesiydi. Ben gerçekten beğenmedim ve büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Uzun zamandır merakla okumayı beklediğim bir eserdi fakat en son okudum da ne oldu dedim kendime. Bazı kitapları okuduğumda ve beklentimi karşılamadığında genelde şöyle derim "Belki doğru zamanda okumadım, bu kitaba yine şans vermeliyim." Ama, ilk defa bir kitap için böyle bir şey diyemeyeceğim. İncelemeleri okuduğumda sanki sürü psikolojisiyle hareket edilmiş gibi geldi bana. Genelde bir şey çok beğenilmişse, hep kendimizde sorun ararız ve kesin ben anlamadım deriz. Ve böylece kendi düşüncelerimizi objektif bir şekilde yansıtmaktansa, genelin fikrini kendi fikrimizmiş gibi savunuruz ki genele aykırı düşmeyelim diye. İşte, bu kitap hakkındaki olumlu düşüncelerinde tam da bu kaygıdan dolayı ortaya çıktığını düşünüyorum.
Şimdi kitaba gelecek olursak. Bir oturuşta okunacak kitaplardan biri. Beyninizi yoracak, üzerinde düşünmenizi sağlayacak bir şey yok. Okursunuz ve bitti bu kadardı der kapağını kapatırsınız. İki cümle dışında beni etkileyen herhangi bir şey olmadı.