İt/railoğulları insanlık sizden çok cekti bir gün kaçacak yeriniz olmayacak
Evet, İsrail zengin. Dünyanın en büyük ülkelerinde başkanlık seçimini etkileyecek lobi gücüne de mevcut. Hatta, bir savaşın seyrini değiştirecek türden nükleer silahları da... Fakat uluslararası alanda haketmediği bir üne kavuşsa bile işin aslı öyle değil. İsrail'in propaganda makinelerinin anlattığına bakılırsa şimdiye kadar Gazze'nin haritadan silinmesi gerekirdi.
Ancak, İsrailoğulları her geçen güne yeni bir kabusla uyanıyor. Tel-Aviv yönetimi şaşkın.
Siyonist rejimin destekçisi kitleler sukutuhayale uğramış durumda. Bir yaşındaki çocuktan seksen yaşındaki ihtiyara her filistinliyi terörist olarak lanse eden, yaptığı katliamları sapkın ideolojisinin argümanlarını öne sürerek dünyanın gözünün içine baka baka meşru göstermeye çalışan İsrail Yönetimi olan bitene anlam veremiyor.
Çünkü Allah'a iman etmiş ve şehadet sevdası ile yoğrulmuş bir avuç cesur yürek, sırtını silahlara dayayan ve Batı'nın rüzgarını arkasına alan barut kokulu ellerle göğüs göğüse çarpışıyor. Dahası başarıyor.
Günümüzün totaliter devletlerinde köleliği sevdirmek, propaganda bakanlıkları, gazete yayıncıları ve okul öğretmenlerine verilmiş bir görevdir,
Sayfa 25Kitabı okuyor
"Güzelliğin hiçbir anlamı yok. Herkesin algısı kusurlu. Kültürel propaganda tarafından beyinlerine işlenen standartlara sahipler. Kimsenin gördüğü gerçek değil sadece nasıl algıladıkları gerçek."
İnsanların etki altında kalmadan kendiliğinden hareket etme becerileri ne ölçüde ellerinden alınırsa, bu beceriye sahip oldukları varsayımı bir ideoloji olarak o ölçüde yüceltilir.
Sayfa 14 - Kişisel Unsur: Ajitatörün Kendini Tarif EdişiKitabı okuyor
Faşist ve antisemitist propagandacıların en önemli özelliklerinden biri, tam da kendi yaptıkları veya yapmayı umdukları şeyleri kurbanlarını suçlamakta kullanmaları, üstelik bunu neredeyse mecburi bir görevmiş gibi yapmalarıdır. Dolayısıyla büyük bir öfkeyle kınadıkları şeylerin aynılarını, kendilerinin de yaptığı gerçeği, karşı propaganda tarafından somut olarak ortaya konmalıdır. Bu kuralın geçerli olmadığı hemen hemen hiçbir faşist propaganda kategorisi yoktur. Psikolojik "yansıtma" mekanizması, faşist ideolojinin bütününde, kendisini bu örüntü üzerinden hissettirir.
Sayfa 13 - Kişisel Unsur: Ajitatörün Kendini Tarif EdişiKitabı okuyor
[...] birbirine karşıt grup çıkarlarını umursamadan, üstü kapalı bir şekilde her gruba her şeyi vaat etmek de faşist propagandanın en bilindik tekniklerinden biridir.
Sayfa 11 - Kişisel Unsur: Ajitatörün Kendini Tarif EdişiKitabı okuyor
Amerikan faşistleri genellikle gerçek emellerini gizleyebilmek için demokrasiyi kabul etmeye razıdır.
Sayfa 11 - Kişisel Unsur: Ajitatörün Kendini Tarif EdişiKitabı okuyor
Güç ve otorite fikri, faşist liderliğin cazibesini açıklamaya kendi başına yetmez. Esas ikna edici olan, zayıfın kendi varlığını "harekete", "davaya", "mücadeleye" veya adına her ne denirse ona teslim ederse güçlü hale gelebileceği fikridir. Kendini çelişkili bir şekilde hem insan hem insanüstü, hem zayıf hem güçlü, hem yakın hem uzak biri olarak tanımlayan faşist lider, tam da dinleyicilerine telkin etmek istediği tutumun modelini sunmuş olur.
Sayfa 10 - Kişisel Unsur: Ajitatörün Kendini Tarif EdişiKitabı okuyor
Faşist liderlerin kendilerinden bolca bahsetme özelliği
Düzenimiz ne kadar gayri-şahsileşirse, kişilik de bir ideoloji olarak o kadar önem kazanır. Birey ne denli çarkın bir dişlisi olmaya indirgenirse, gerçek hayattaki bu zayıflığını telafi etmek için onun biricikliği, özerkliği ve öneminin de o kadar vurgulanması gerekir. Bu yöntem her dinleyiciye ayrı ayrı uygulanamayacağı ya da ancak daha genel, soyut bir düzende uygulanabileceği için lider tarafından vekaleten uygulamaya konur. Hatta takipçilerden esirgenen özel kişilik imgesinin lider tarafından sunulması, totaliter liderliğin sırlarından biridir bile denebilir.
Sayfa 10 - Kişisel Unsur: Ajitatörün Kendini Tarif EdişiKitabı okuyor
Boşluğu siz doldurun.
... propaganda dişlileri arasında ezilerek, bilgi yokluğunda zorla kafalarına sokulan öğretilerle aptallaştırılmış, yalnızlığa mahkûm edilmiş, korku ve kölelikle özgür iradesi yok edilmiş milyonlarca insan..... tanrılaştırmıştı.
Sayfa 81Kitabı okuyor
İngiltere ve Rusya tarafından tarih sahnesine sunulan Ermeni Sorunu, aslında emperyalizmin Osmanlı Devleti’ni yıkma ve paylaşma politikasının bir uzantısıdır. Sözde Ermeni soykırımı iddiaları ve yalanları da işte bu politikanın propaganda ürünüdür.
Yalnız içimizde, ırkan Türk olmadığını Mütarekeden sonra gelen bir nevi ilhamla anlayanlar bu işe dahil olmuyorlar, onlar Ermeni ve Rum kardeşleriyle beraber... Onlar da başka bir propaganda oyununda...
"Amaca uygun propaganda, 'eğitim' olarak adlandırılır."
Sayfa 36Kitabı okuyor
