‘ “kendi dünyasında yaşayan herkes delidir. şizofrenler, psikopatlar, manyaklar. yani başkalarından farklı olanlar.”
“yani, senin gibiler mi?”
zedka soruyu duymazdan gelerek devam etti: “ öte yandan bir Einstein var, zaman ile uzamın ayrı şeyler olduğunu söylüyor. ya da bir Kristof Kolomb, dünyanın öte ucunda bir uçurum değil başka bir kıta olduğunu ileri sürmüş. ya da, insanoğlunun Everest’in zirvesine ulaşabileceğine inanan bir Edmund Hillary var. sonra Beatles, bambaşka bir müzik yarattılar, eski çağlardaki insanlar gibi giyindiler. bütün bu kişiler ve daha binlercesi, hep kendi dünyalarında yaşadılar” ‘
“ - Yalnızca evcilleştirilen şeyler anlaşılır, dedi tilki. İnsanların bir şeyi anlamak için zamanları yok. Her şeyi dükkanlardan hazır olarak satın alıyorlar. Ama dostların satıldığı dükkanlar yok, o sebepten insanların artık dostları yok..”
“ Sonra Küçük Prens sordu:
- İnsanlar nerede? İnsan bu büyük çölde kendini epey yalnız hissediyor.
- İnsanların arasında da kendini bu biçimde yalnız hissedebilirsin, dedi yılan. “
“ Şimdi de kendi kendime şu lüzumsuz suali soruyorum: Kolay elde edilmiş bir saadet mi, yoksa insanı yücelten ıstırap mı daha iyidir? Evet , hangisi daha iyi? “