Mananın maddeye meydan okuyuşuydu… Hakkın batıla baş kaldırışıydı... Bunun fiziki verilerle izahı mümkün değildi…
Çünkü biz de Gazzeliyiz… Gazzeli olmak, Gazze,de doğmak değildir… Gazze bir bilinçtir… Bir duruştur… Bir varoluş biçimidir…
Görünen o ki, bu gemi gemilerden bir gemi değil; insanlığın geleceğini muştulayan bir gerçeklikti…
Dedim ya haklı olmak için değil, hakkı bulmak için hayatlarını birleştiren bir bütün olacaktık.
Medeni cesareti,medeni halini değiştirmeye yetmişti...
Görevimde senin rızan üzere sürekli gayret edebilmeyi bana nasip eyle Rabbim!
Çünkü ölümü öteleme şansımız yok...ölümü öldürme gücümüz de yok...Ölümlüyüz...ölenlerin çocuğuyuz.
Evet kitap okuyamayanlara kitap okumalıydım...kitap okuyabilmenin şükrünü yerine getirmeliydim.
Kim Allah için olursa, Allah'ta onun için olur...Ben Allah için yollara düşmüşüm.Allah beni mahcup eder mi sanıyorsun? Allah'ın beni mağlup edeceğini düşünebilir misin?
Şunu itiraf etmeliyiz ki bugün İslami davette kıtlık ve kısırlık yaşayan bir kuşağız.
Yine yıllardır Rabbime niyaz ediyorum;
- Ya Rabbi bir defa olsun ayakta namaz kılmanın tadını alabilecek miyim? Ama o da nasip olmadı. Sadece geceleri rüyamda ayakta namaz kılmanın tadını alabildim...
- Geliniz, ayağınız tutuyorken... Gücünüz, kuvvetiniz yerinde iken. Beden sağlığınız, ruh sağlığınız, akıl sağlığınız sağlam iken Allah için ayağa kalkınız, adım atınız, yola çıkınız.
Anlıyorum ki Hayat;
Allah'ı anlamak, anlatmak ve O'na adanmaktır...
Günahın estetize edildiği günlerden geçiyoruz.Öyleki günahtan sakınmak yadırganır oldu.
Rahmetin gölgesi üzerimize şerha şerha şifa sunmaktadır...
Kaliteli ölümler için kaliteli hayatlar lazım...