"Allah kuluna yetmez mi? Kalkmışlar da seni O'ndan başka şeylerle korkutuyorlar. Hiç şüphesiz Allah'ın saptırdığını doğru yola iletecek kimse yoktur." (39, Zümer/36)
Hasan Basri masiyet ehli hakkında şöyle demiştir: "Onlar Allah'ı hafife aldılar ve O'na asi oldular. Eğer Allah'a gereken tazimi gösterselerdi Allah da onları muhafaza ederdi."
Sayfa 40Kitabı okudu
Şeyhülislâm Ebu Tîyb et-Taberi 100 yaşını geçtiği halde gücü ve eklı yerindeydi. Hatta bir gün büyük bir gemiden yere atladı. Onu görenler şaşırdı, bazıları onu bu yaptığından dolayı kınadı. O bu durumu hissedince şöyle dedi:
"Biz gençliğimizde vücudumuzu ve organlarımızı Allah'a isyan etmekten koruduk, Allah (subhanehu ve teala) da yaşlandığımızda onların gücünü korudu."
Hiç şüphesiz kişi rahatlık ve bolluk zamanında Allah'a karşı takvalı ve itaatkar olursa, Allah da o kimseye üzüntü, sıkıntı ve darlık anında icabet eder ve dualarını kabul eder.
Sayfa 51Kitabı okudu
Mesruk der ki: "Kim kalbine gelen düşüncelerde Allah'ı gözetirse, Allah da azalarının yaptığı işlerde onu muhafaza eder."
Sayfa 44Kitabı okudu
Hudutlarını koruyanları Allah(svt)'nın dünyada korumasının diğer bir türü ise onu insanların ve cinlerin şerrinden korumasıdır.
Sayfa 31Kitabı okudu
Kul ne zaman Allah'a itaat ile meşgul olursa Allah(svt) da onu koruma altına alır.
Sayfa 31Kitabı okudu
Rasulullah (s.a.v)'in İbn Abbas'a Vasiyetiİmam İbni Recep el-Hanbeli · Neda Yayınları · 201334 okunma
Kadere iman eden kederden emin olur
Rasulullah ﷺ amcaoğlu Abdullah ibn Abbas'a vasiyet etmiş olsa da, O bunu hepimize ulaştırarak aslında bütün insanlığa/müminlere bir vasiyet/miras olmasını sağlamıştır. Allah azze ve celle ikisinden de razı olsun ve makamlarını yüceltsin.
Her ne kadar hacim olarak az, okuma olarak kolay olsa da, aslında dönüp dönüp tekrar okunmalı. Hele ki zor zamanlarda, imtihanlar ve musibetler içinde yüzerken.
Çoğu zaman unutsak da, insanlar ve nefsiniz hoş gördüğü için devamlı kendimize "herşey çok güzel olucak" diye motivasyon itelemesi yapsak da, hakikat şu ki mümin adımını cennete atana kadar rahata eremez. Ve bize rahatlık görünen anlar dahi aslında imtihandır. İmtihan sadece zorluğa sabretmekle olmaz. Geniş vakitte, bolluk ve refah içindeyken şükretmek, bu anlarda Allah'ı hatırlayıp hatırlanmayacağımız da imtihandır.
Hasılı kelam, herşey çok güzel olmayacak, bizler canlardan, mallardan eksiltilmekle, hastalıklara düçar olmakla, nimetlere boğulup şükretmekle her daim imtihan olacağız. Ta ki altının çok yüksek ateşlerde eritilip, içindeki bütün yabancı cevherlerden, tozdan cüruftan ayrılıp, saf hale gelmesi gibi, bizlerde olması gereken kıvama gelene kadar daima imtihan üzere olacağız.
Said (mutlu) olan kişi çokca malı, evladı, refahı olan değildir. Said olan, ateşten affolunup, nimetlere iletilendir.
Umulur ki nefsimize, neslimize ve etrafımıza bu anlayışı kazandırır, gül veremesek dahi güldürmeyi başarabiliriz.
Okuyun, okutturun. 
İmam İbni Recep el-Hanbeli 
Rasulullah (s.a.v)'in İbn Abbas'a Vasiyeti
Rasulullah (s.a.v)'in İbn Abbas'a Vasiyetiİmam İbni Recep el-Hanbeli · Neda Yayınları · 201334 okunma
Ey günah işlemeye azmetmiş kişi! Allah'ın, senin kararlaştırdığın bu işe muttali olduğunu bilmez misin?
Sayfa 38Kitabı okudu