Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkiye'de Adalet ve Kalkınma Partisi her tür İslami atıftan vazgeçmiş gibidir ve kendini, ekonomide liberal, kültürel düzlemde ise aileyi ve gelenekleri savunan muhafazakâr bir parti gibi düşünmektedir. Kimileri Recep Tayyip Erdoğan'ın 2011'den itibaren otoriterliğe sapışını alttan alta bir İslamileşme hedefine dayandırıyor. Aslında bu sapma, aksine, Müslüman Kardeşler'in (tam da Osmanlı modelini bağdaştırmacı telakki eden ve hakikaten İslami olmadığını düşünen) İslamcılığıyla hiç alakası olmayan Türk-Osmanlı bir geleneğe dönüşe dayanmaktadır. Özellikle de Erdoğan'ın değerlere bakışının İslamcılıkla ya da Selefilikle pek alakası yoktur; dindar Amerikan sağının bütün unsurlarını tekrar ele almaktadır... 2004'te çıkarmayı başaramadığı, zinayı cezalandıran bir yasada zina, Batılı Hıristiyan aile modeli (birbirine sadakat sözü veren tekeşli bir çift) üzerinden tanımlanmıştı; bu yasa, öncelikle çokeşliliğin örfi uygulamasını cezaya bağlıyordu (çünkü bu yasayla erkek, ikinci bir eşin bakımını üstlenirse zinadan suçlu oluyordu) ve şeriatta bulunmayan bir erkek/kadın eşitliği yaratıyordu. Böyle bir yasa bu haliyle on Amerikan eyaletinde mevcuttur, ama Suudi Arabistan şeriatında tanimlandığı şekildeki zina ile arasında alaka yoktur. Erdoğan burada daha ziyade Vladimir Putin ya da Victor Orban’ın, ayrıca Amerikan Çay Partisi'nin (Tea Party) açtığı çığırdan gitmektedir.
Sayfa 246 - MetisKitabı okudu
İnsan hakları raporları, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türk rejiminin özellikle bilgi saklama konusundaki uygulamalarını ortaya koymaya devam ediyor Ayrıntılar 👇 #cumartesi #HalkinCilesiPazarFilesi #MilletSecimdeHatırlatacak
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.