1949'da doğdu. CNRS'in (Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi) Çağdaş İran Dünyasında Toplumsal Bilimler Bölümü'nde araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1972'de felsefe doçenti oldu. 1985'ten beri CNRS'te çalışmaktadır. 1980-88 arası Afgan direniş hareketiyle sekiz yolculuk yapan Roy, 1985'te L'Afghanistan, Islam et modernité politique (Afganistan, İslam ve Siyasal Modernlik) kitabını yayımlamıştır. Siyasal İslam ve Orta Asya üzerine (İran, Afganistan, eski SSCB'deki müslüman cumhuriyetler) çalışmalarıyla tanınan yazarın Afganistan’da Direniş ve İslam (Yöneliş Yayınları, 1990) adlı bir kitabı yayımlanmıştır.
Metis’te yazarın başlıca kitaplarından Siyasal İslamın İflası (1994), Farhad Khosrokhavar ile birlikte yazdığı İran: Bir Devrimin Tükenişi (2000), Yeni Orta Asya ya da Ulusların İmal Edilişi (2000), Küreselleşen İslam (2003) ve Kayıp Şark’ın Peşinde’yi (2015) yayımladık.
Neoliberalizm artık üretime dayalı olmayıp daha önce ille de meta telakki edilmeyen her şeyin sistemli bir biçimde metalaştırılması ve paraya tahvili üzerine kurulu bir serbest piyasanın mutlak umumileştirilmesidir…
Marx dünyanın kapitalizm tarafından metalaştırılmasını pekâlâ öngörmüş, ama buna sınırlar koymuştu: Bir nesneyi ya da bir hizmeti “meta”ya dönüştürmek için yine de bir kullanım değeri ve bir emek ayarı gerekirdi. Bugün, piyasa bu sınırlardan habersizdir: Artık sadece bir değişim değeri vardır.
Metalaştırma alanının özel yaşama yayılmasının bir örneği, televizyonlardaki reality-show’lardır (Fransa’da Loft Story bu türün öncüsü olmuştur ve daha sonra bilhassa sosyal ağlarda ortaya çıkan kendini teşhir etme biçimlerine örnek oluşturacaktır): Bir kişinin özel yaşamının neredeyse tamamı aracısız ve ayıklanmaz biçimde görünür olmalıdır.