Evet, insan dostlarımız ağaçlara, kuşlara, güneşe, yağmura, denize benzemiyor. Kendisi gibi düşünmeyene, kendisi gibi olmayana karşı akıl almaz bir önlem duygusuyla korkular geliştiriyor.
“Benzemez insan dostlarıma/Ağaçlar gölgesini esirgemez/Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/Hele kuşlar/Avcılara bile kin beslemezler.”
Oktay Rıfat’ın Gün Sonu Konuşması şiiri böyle biter.
Ay ışığı suçluluk duygusunu kurtarmış gündüzün elinden. Dağ, yatağımızı almış göğsüne sermiş. Ayrılık şarkılarda bile yok. Dünyanın bütün kadınları, bütün erkekleri gövdemizde can buluyor. İç içe geçmiş iki halka, geçmiş ve gelecek; hayal ve hatıra; suç ve sevinç. İnsan döner döner yalnızlığını severmiş. Bunu o gün kim bilebilirdi ki…
“Ben nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi geliyor.” mu diyordu Baudelaire. Bir insana bir söz söylemek istiyorum. Ne olursa olsun. Bir insandan bir söz duymak. Yoksa varlığımı duymayacağım. Yoksa kalbim bir kötülüğe düşecek. Gidip kalabalığa teslim olacağım. Yoksa acı duyma yetimi yitireceğim.
“Yüz yaşına kadar yaşadı ama bu dünyaya gelmedi…”
Gün akşama döndü. İçimde, uzayan gölgelerle menevişlenen bir geçmiş. Yalnızlıkla yavaşlamış bir şimdi. Kirpiği kaşına değmeyen bir gelecek. Zaman bir tek eşyada sürüyor. Sürmek değil bu, pul pul dökülen heves. Ucu vazgeçmeye varan bir yılgınlık, bir gönül yorgunluğu.
“Buna dünya derler hepisi geçer/Hangi günü gördün akşam olmamış.”
İnsan çaresizliğinden bu kadar engin bir umut çıkarır. Keder bu kadar güçle, bu kadar tevazuyla inanır yaşamaya. İnanmak bu kadar baskın gelir hayıf duygusuna.
“Güzel bir ruh’a aşık olan o’na ömrü boyunca sadık kalır çünkü sevdiği şey ebedi ve sonsuzdur.”diyor Platon.
Güzellik ve yakışıklılık yaş aldıkça tükenir ve biteğendir. Bir gün muhakkak biter.
Ruh, hiçbir zaman eskimez, yaşlanmaz.
Eskiyen düşünceler ve bedendir.
“Seninle sanki, uzun yıllardır seni tanıyormuşum gibi konuşuyorum.”
-“Öyledir... İnsanlar birbirlerini anladıkları zaman, içinden geldiği gibi rahat konuşur...”
-Ernest Hemingway
Fikirlerin değişecek, farklılaşacaksın. Hatalar yapacak, aynı hataları tekrarlayacaksın. Birileri gelecek sürekli birileri gidecek. Yenilecek, kazanacak, bazen hiçbiri olmadan sadece savaşacaksın belki boş yere. Yaşamak doğrusal bir olgu değil. Çok kez budanıp tekrar çiçekleniriz.