İzmir'deki kiliselerin çanları çalıyor ve kadınlı erkekli, rıhtımı doldurmuş olan yerli Rumlar, Yunan askerlerinin üzerine demet demet çiçekler fırlatarak ve "zito" diye bağırarak gösterilerde bulunuyorlardı. Bu arada işgal komutanı Zafiriu'nun bir beyannamesi halka dağıtılırken İzmir Metropoliti Chrysostomos da aynı komutana hoş geldin dedikten sonra, elindeki haçı havaya kaldırmış, onu ve onunla birlikte bulunanları takdis etmiş, güzel bir Rum kızının taşıdığı altın bir tepsinin içinden aldığı tuz ve ekmeği komutana sunmuştu. Sadece vatanı kurtaranlar için yapılan bu törenden sonra, Chrysostomos büsbütün coşmuş ve rıhtımda sıralanmış bulunan Yunan askerlerine karşı, onları Türkler aleyhine kışkırtan bir konuşma yapmıştı. İşte işgalcilere karşı ilk kurşun bu sıralarda atıldı ve Osman Recep Nevres (Hasan Tahsin) adındaki gazetecinin silahından çıkan kurşunlar, Konak önüne kadar yürümüş olan Efzun birliğinin bayrak taşıyan iri yarı erini yere yuvarladı. Gerçi, yurdunu savunma uğrunda silahını ateşleyen Hasan Tahsin'i, Yunanlılar hemen parçaladılar. Fakat Hasan Tahsin'in bu örnek hareketine başka Türklerin katıldığı da görüldü. Nitekim adı sanı belli olmayan yağız çehreli bir Türk delikanlısı da bir sokağın başında silahını ateşledi; mermisi bitinceye kadar bu harekete devam eden delikanlı daha sonra kayboldu.
Sayfa 182Kitabı okudu
Ta ilk günlerde rıhtımda onun yeşil gözlerini, kırmızı dudaklarını gördüğüm an bu cihanın zehirleri kanıma, damarlarıma geçti. Ben kadını yakından görmüş bir insanım; fakat bu defa bu, kadın sıtmasından, aşktan başka bir şeye, bir tauna, bir felakete benziyordu. Onun ruhumda karışmadığı bir nokta, altüst etmediği bir köşe kalmadı. Her şey birdenbire yıkıldı. Her bağ çözüldü, her insan siması soldu.
Sayfa 160
Reklam
Pia
ne olur kira olduğunu bilsem pia'nın ellerini bir tutsam ölsem böyle uzak uzak seslenmese ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese otelleri bomboş bulmasam içlenip buzlu bir kadeh gibi buğulanıp buğulanıp durmasam ne olur sabaha karşı rıhtımda çocuklar pia'yı görseler bana haber salsalar bilsem içimi büsbütün yıldız basar bir hançer gibi çıkıp giderdim ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese Singapur yolunda demeseler bana bunu yapmasalar yorgunum üstelik parasızım pasaportsuzum ne olur sabaha karşı rıhtımda seslendiğini duysam pia’nın sırtında yoksul bir yağmurluk çocuk gözleri büyük büyük üşümüş ürpermiş soluk ellerini tutabilsem pia’nın ölsem eksiksiz ölürdüm
İşte seni memleketine götürecek olan gemi Ben artık rıhtımda kalacağım Hep böyle akşam üstleri Düşünceli olacağım
Ermeniler diye ağlayanlardan bu olaylara dair tek kelime duydunuz mu
Şimdi katliam, Müttefiklerin gözleri önünde yapılıyor; insanlar öldürülüyor; cesetleri denize atılıyordu. Kışladan gemilere gidinceye kadar "dokuz subay şehit olmuş, 21 subay yaralanmış, 27 subayın da akıbeti meçhul kalmıştı"⁷⁵³. Bu tek taraflı öldürüş, bir an geldi ki tüyler ürpertici ve iğrenç bir hal aldı⁷⁵⁴. Durumu gemilerinden
Sayfa 185Kitabı okudu
İlk kurşun, Hasan Tahsin...
Sadece vatanı kurtaranlar için yapılan bu törenden sonra, Chrysostomos büsbütün coşmuş ve rıhtımda sıralanmış bulunan Yunan askerlerine karşı, onları Türkler aleyhine kışkırtan bir konuşma yapmıştı. İşte işgalcilere karşı ilk kurşun bu sıralarda atıldı ve Osman Recep Nevres (Hasan Tahsin) adındaki gazetecinin silahından çıkan kurşunlar, Konak önüne kadar yürümüş olan Efzun birliğinin bayrak taşıyan iri yarı erini yere yuvarladı. Gerçi, yurdunu savunma uğrunda silahını ateşleyen Hasan Tahsin'i, Yunanlılar hemen parçaladılar. Fakat Hasan Tahsin'in bu örnek hareketine başka Türklerin katıldığı da görüldü.
Sayfa 181Kitabı okudu
Reklam
Sessiz Gemi
Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol. Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Sayfa 154Kitabı okudu
“N'olur bir sabah saati/ Çağırsa bizi sonsuzluk, Birden demir alsa gemi, /Başlasa güzel yolculuk. ‘’ -Ahmet Hamdi Tanpınar, Rıhtımda Uyuyan Gemi
Sayfa 115Kitabı okudu
Ne zaman seni düşünsem; Demir atar içime özlem yüklü bir gemi. Rıhtımda seni arar gözlerim, bulamaz Yokluğun yine zindan eder her gecemi...
Rıhtımda kimsesiz, yapayalnız, bu yaz sabahı Bakıyorum kumsalın kıyısından,bakıyorum Belirsizliğe,
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.