Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir Tür Figan
Ne zannediyordun ki? İdeal, prensip, ilke, hukuk, kanun, kural, yasa, norm, şerri ve beşeri ahkam hatta ahlak, adap, görgü ve örfe dair insanı erdemli kılan ne kadar kavram varsa, irili ufaklı ancak katiyen dağınık olan bu idealler, gerçeğe ve hakikate naçiz bir yakınsamaydı; yaşam denilen giz, aşkınlığı nedeniyle, bu yüzden hep ağır basıyordu!
Cinsiyet ve mesleki cinayetler politiktir.
Mesleklere, kimliklere, tercihlere uygulanan şiddet ve cinayet, mesleğin saygınlığını ve itibarını çürüten tek tipçi siyasi hegemonya normalleşemez. Ancak: normalleştirdiler. Kamu kurumlarında, siyasi partilerde, okullarda, sporda, toplum içerisindeki çürümüşlüğün kaynağı siyasettir. Kendi siyasetiyle ilgilenmeyen toplumlar büyük felaketlerle iç içedir. Tüm siyasetini ayrıcalıklı azınlığın eline veren emekçiler kendi gerçeklerine yabancılaşmış hale gelir. Adaletin yerini torpil, kamuda ki düzenin yerini riyakarlık, eğitimin yerini çürümüşlük, sporun yerini ise fanatizm alarak koca bir toplum cemaat haline gelir. Tüm bunlar küçük bir azınlığın çıkarına işlerken büyük çoğunluk bu sorunları siyasette aramaz ve arayamaz çünkü aramasına izin verilecek sosyal ortam oluşturulmaz. Tüm karşı seslerin bastırıldığı toplumsal düzenlerde emek hayata yabancılaşır, akıl; gayriresmi kavramlar, korkutmalar ile soyutlanarak düşünceler baskılanır. Tüm cinayetler ve siyaseten oluşmuş çürümeler büyük çoğunlukla toplumsal suçlardır. Bunu bireysel bir zemine, etnik kökene indirgemek şu anın siyasetini haklı çıkaracaktır. Ekonomik, sınıfsal ve diyalektik materyalist olmayan her yorum eksiktir.
Reklam
"Ayrıcalıklı herhangi bir insan, gerçek mahkûmiyetin ne olduğunu bilebilir miydi?.. Biri soğuklarla, alevlerin yakıcı harıyla pişmeye memurken diğeri, dost ve ahbaplarını ayaklarının en tok kıvrımlarıyla ezerek yukarı çıkıyor, sesini soluğunu mutlak surette kesiyordu. Bu acımasızlık, bir parça hevesle yahut lalettayin anlatılarla hissizliğe indirgenemezken, doğruların sillesi de anlaşılmadan, anlaşılmayan olarak kalamazdı. Binlerce ölüm ve trilyonlarca katil... kimin haksız olduğunu konuşmak için zindanlara sormalı! Sormalı ki bizlere parmaklıklar göğsümüze tek hamlede gerçeği çalmalı! Bilinmezdi, bilemezdi ikiyüzlüler, sıcak evlerinde sakince, kaypak ve umarsızca oturmuş diğerlerini ahlaksızca, hiçbir eyleme, hiçbir gerçeğe yer vermezken... birimiz, diğerimizden bu yüzden koptuk işte; sevgimizin yerine lanetler, dostluğumuzun yerine riyakarlık, sevdamızın yerine kayırmalar, insanlığımızın yerini ise cimrilik ve namertlik aldı. Zannedilirse görüldü, ta içlerine kadar; soluyan, titreyen ve acıyan bu ruhun büyüklenmelerden uzak kallavi bedeni! Fazla söze yok, mahkûmlarız ve acı bir ölüme yol alıyor gibiyiz." D.p
Mülâkat kalkacak denildi, vaatlerin yerinde yeller esiyor.. Sadece gülüyorum buna... :) Zira riyâkarlık ve yalan, yatsıya kadar bile tahammül edemeyen mumların ateşidir...
Kizb kudreti İlahiyeye bir iftiradır Kizb hikmeti Rabbaniyeye zıddır. Ahlâkı âliyeyi tahrib eden kizbdir. Riyakârlık fiilî binevi kizbdir...
İbn-i Haldun’a Göre Bir Toplumun Çöküş Alametleri:
1-Dayanışmanın yok olması 2-Üretimin zayıflaması 3-Tüketim çılgınlığı 4-Vergilerin artması 5-Liyakatin dikkate alınmaması 6-Adaletsizliğin yaygınlaşması 7-Göçün hızlanması 8-Gurur ve kibir 9-Gösteriş 10-Riyakarlık (dalkavukluk)
754 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.