Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
The Death of Virgin 1601-1605
Soyadını, doğduğu köyden alan İtalyan ressam Caravaggio, Roma'ya gitmeden önce Milano ve Venedik'te eğitim aldı. Işık ve gölge kullanımı ile barok akımının en özgün sanatçılarından oldu. İlk eserlerini, Lotto ve Savoldo gibi sanatçılardan etkilenerek yaptı. Bir dönem Tiziano'dan eğitim aldı ve bu yolla Venedik Okulu ile ilişki kurdu. Roma'da kaldığı sırada daha çok, başta kendininki olmak üzere portreler, ölü doğa ve meyve resimleri yaptı. Doğalcılığın yanı sıra ışık ve renklerinde, neredeyse realizm akımının etkileri görülür. Son dönem eserlerinde dinsel sahneleri resmetti. Tam bir ustalık meyvesi olan 'Meryem'in Ölümü' tablosu, Caravaggio'nun ışık ve gölge konusunda dâhiyane olduğunun ve resimsel düzlemi, dramatik bir stilde ele alışının göstergesidir. 'Meryem'in Ölümü'nde ressamın çağdaşlarından farklı olarak gölgelere önem vermesi, dramatik anı tıpkı bir teatral sahne gibi algılaması tabloyu önemli kılar.
Vatikan Protestan tehditine karşı sanatı seferber eder
Caravaggio tablosuna bakıldığında ilk göze çarpan, kendisini düzene kabul ettirmesi var olabilmesi, engizisyondan gizlenmesi. Roma'ya geldiği yıllarda Vatikan Protestan tehditine karşı sanatı seferber eder. Asırlardır önemsemedikleri Meryem ve şehitlere başrol verilecek. Okuma yazma bilmeyen halka sanat şatafatında din propagandası yapılacak, kilisenin ihtişamında Tanrı'nın oğlunun gücü hissettirilecek. Ortigia'da turistlerin, "Ah ne güzel yapmışlar," diye fotoğraflarını çektiği barok katedrallerle kiliseler, geleceğin faşist mimarisine davetiye çıkarırcasına görkemli yapılmalı ki, simgeledikleri ilahi güce boyun eğip diz çökelim. Protestanlar ise kiliseyi sadeleştiriyor, ibadeti yalınlaştırıyor, gösteriş yerine inancı vurguluyor, ileride işlenecek günahlar için bile af satan papayı başşeytan diye tanımlıyor.
Reklam
Bugün dahi, sizin kültürlü dediğiniz ülkelerden İtalya'da meselâ; Floransa'nın bir kilometrekaresini kaldırınız, ne kalır o Rönesans'tan acaba? Roma'nın iki kilometrekaresini yok ediniz, kendi haline terk ediniz. Ne kalır acaba o İtalya'nın Rönesans'ından Barok'undan? İki kilometrekareyi kendi haline bırakınız. Seine nehrinin iki yakasında Marais veya St. Michel'in arasına, Louvre'in arkasına Swiss Otel'i dikiniz. Fransa'nın o mutantan 14. Louis kültürü kalır mı? Moskova'da, Petersburg'da aynı şey olsun, ne kalır eski Rusya'dan? Maalesef bugünün Türkiye'si, Süleymaniye, Vefa, Zeyrek ve Fatih Çarşamba'dan oluşan iki kilometrekareyi kendi kaderine terk etmiştir.
Sayfa 107Kitabı okudu
İlk yılların tenha dizecikleri neden kalabalıklaşmıştı? Ken­disi, Barok'un uyandırdığı boşluk duygusuyla açıklıyor bunu: "İnsan Roma'da boşluk duygusuna kapılır. Boşluk duygusuyla dolu birinin boşluk karşısında dehşet duyması çok doğaldır. Ufacık bir alan, boş bir nokta bırakmamacasına her şeyi tıka basa dolduran, hiç ama hiçbir şeyi özgür bırakmayan, dört bir yandan sökün etmiş ögeler yığını. Boşluk dehşetini en çok Roma'da du­yar insan; çölde, dünyanın herhangi bir yerinde duyulabilece­ğinden çok daha güçlü duyar. Şuna inanıyorum: (...) Michelan­gelo sanatının tüm dramı boşluğun uyandırdığı o dehşet duygu­ sundan doğmuştur."(...) "insanın şiir, resim ya da mimariyle kendisinin kıldığı herhangi bir 'biçim'de, biçim'in içinde, onu dibe, kendisine doğru çeken bir uçurum vardır hep. Yarattığı şeyde, tıpkı kendisinde olduğu gibi hep bir 'yok'luk vardır; baş dönmesi ve korku yaratır o boşluk"(…) "Ama 'yok'luk bir şeydir, boşluk bambaşka bir şey. Birinde canlı bir biçim'in yokluğu vardır, diğerinde canlı bir biçim yoktur, boşluk vardır". Ungaret­ti bu yokluğu en çok kutsallıktan yoksunluk bağlamında yaşar: "Tanrı'dan yoksun bir dünya korkunçluğun karşısında hep aynı dehşeti, aynı hayreti duyacaktır.”
İtalya'da doğan Rönesans'ta Antik Yunan ve Roma medeniyetlerinin etkileri görülmektedir. Esasen "yeniden doğuş"la kastedilen de budur: Binlerce yıl önce kaybolmuş Yunan ve Roma medeniyetlerinin, zihniyetleri, sanatları, bilim ve düşünceleriyle yeniden doğuşu.
Aydın Çubukçu - Kadın Ressamlar
Bu üç ressam, kadın mücadelesinin başlıca temalarını, kadınların toplumdaki yerlerini sorgulayan ve bundan dolayı ortaya çıkmış sorunlara karşı, hayatları pahasına mücadele etmiş kadınlar. Cinsel taciz, toplumsal aşağılanma, ikinci sınıf insan olarak görülme, çocuk yaşta çeşitli eziyetlere uğrama, yetişkinliğinde ev kölesi yapılma gibi, kadınların
Reklam
“Hava Pompasındaki Kuş ile Deney” / Joseph Wright
Bugün size İngiliz ressam Joseph Wright'ın 1768 yılında yaptığı ve günümüzde Londra Ulusal Galeri'de sergilenen "Hava Pompasındaki Kuş ile Deney" adlı büyüleyici eserinden bahsedeceğim. Öncelikle ressam Wright, neden böyle bir resim yapma ihtiyacı duyuyor, bununla başlayacağım. 18. yüzyılda Avrupa'da hızla gelişen bilimsel
Hadrianus, seyahat ettiği süre boyunca, şehirlerde birbiri ar­dında büyük inşaat projeleri başlattı. Bugün, Akdeniz çevresindeki Roma şehirlerinin kalıntılarını ziyaret ettiğimizde, gördüklerimizin önemli bir kısmı Hadrianus ve halefi Antoninus Pius'un "altın çağlarına" aittir. On yıllar içinde, çok sayıda imparatorluk şehrinin merkezi bölgeleri inşaat alanlarına dönüştürülmüş ve anıtsal klasik mimari ve barok süslemenin bir araya geldiği yeni komplekslerle donatılmıştı.
Sayfa 250 - Yordam KitapKitabı okudu
Barok:
16. yüzyılda, arka planda sürüp gitmekte olan dini çalkantılar karşısında Avrupa sanatı bir kez daha değişti. Barok sanat, Roma Katolisizminin imajını güçlendirmek için seçilen maksatlı bir araç olarak gelişti. Geniş bir üslup yelpazesini içinde barındırırken, duygu, dinamizm ve dramayı ve ek olarak bilhassa resimde, ışık ve tonları resmetmek için yeni metot­ları bir araya getirdi.
Sayfa 40
480 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
“NE KUTSAL, NE ROMA, NE İMPARATORLUK… SADECE BİR ALAY ALMAN” Voltaire
Yakın zamanlı bir Viyana seyahatinin de etkisiyle ne zamandır merak ettiğim, daha doğrusu anlamaya çalıştığım konulardı: Kutsal Roma İmparatorluğu ve Habsburglar. Martyn Rady’nin “Habsburglar” (Kronik Yayınları) kitabı bana istediğimi verdi diyebilirim. “Habsburg”lar (Ailenin sonradan sonraya sahiplendiği bu isim, bugün İsviçre sınırları içindeki
Habsburglar
HabsburglarMartyn Rady · Kronik Kitap · 202164 okunma
Reklam
Yirmi beş yıl boyunca Hıristiyanlık için çalışan Petrus, sonunda bir gün imparatora büyü yapmakla suçlanır. Petrus bu olaydan sonra Roma'dan kaçmaya karar verir. Ancak yolda Isa'yla karşılaşır. Tanrı'nın yıllar önce ölmüş oğlunu bir anda karşısında bulan Petrus çok korkar ve hemen sorar: "Domine quo Vadis? Nereye gidiyorsunuz, Rabbim?" Isa yeniden çarmıha gerilmek üzere Roma'ya gittiğini söylediğinde, Petrus bunun kendisine verilen açık bir mesaj olduğunu düşünür. Hemen Roma'ya döner, teslim olur, tutuklanır ve en nihayetinde çarmıha gerilerek idam edilmesine karar verilir. Ancak Petrus'un son bir isteği vardır: İsa'yla bütünleşen sembolün önüne geçmek istemediği için çarmıha ters gerilmeyi talep eder ve Romalılar da Petrus'un arzusunu yerine getirir. Günümüzde hâlâ uğursuz kabul edilen ters haçın ikonografik öyküsü de aslen budur.
Sayfa 163Kitabı okudu
Roma ve Caravaggio
Roma'nın zengini çok zengin, fakiri çok fakirdir.. Zengin insanların çoğunu din adamları oluşturuyordu.. Kardinaller ve diğer üst rütbeli din adamları her şeye olduğu gibi sanata da yön veriyorlardı.. Roma'da din adamlarının görmezden geldiği, muazzam ölçüde fakir bir halk yaşıyordu.. Sokak aralarında rahatça suçların işlendiği, her an ölüm tehlikesi ile karşılaşabileceğiniz Roma'nın tenha bölgeleri pek çok sanatçı gibi Caravaggio'nun da mesken yeri haline gelmişti..
Sayfa 133Kitabı okudu
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Sanat Felsefesi, Estetik, Schiller, Ressamlar
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.