rosa kona
@rosako
Gök uzakta gürlüyor ama yağmur hep bana yağıyor.
istanbul
41 okur puanı
Ekim 2015 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Rol hapishanelerinde tornadan geçmiş iyi insanlar kalabalığıyız biz.
Bazen ne söylediğinden çok nasıl söylediğin önemlidir.
doğan kitapKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Dil temizlenmedikçe kalp temizlenmez.
doğan kitapKitabı okudu
Herkesi herkes gibi yapmanın çaresi dilden geçer. Seni olduğun gibi sevemeyen sevgilinin devasa ebattaki hali gibidir cemiyet. Devasa olunca da, seni ayağının altına alabileceğini her fırsatta gösterir.
doğan kitapKitabı okudu
Şüphe, hastalık seviyesine gelmediği müddetçe, fikri ve hayati açıdan son kerte mühimdir.
doğan kitapKitabı okudu
Murat yeli, gemileri denize çağırır gibi tatlı nağmelerle şarkısını söylüyor. Sanki birazdan Hüseyin Haki Efendi’nin Suhuleti demir alacak ve tekmil kayıkçılar, çığlık atan martılar eşliğinde ona karşı duracakmış gibi eski kokulu bir hava var Boğaz kıyısında. Birkaç sene evvel, bir sayfiye yerinde tanıştığım eski bir kaptan, suhulet eski denizcilik tabirlerine göre, sis, pus olmayan açık hava manasına gelir, demişti. Kuzey Kutbu medarına doğru, insanların karanlık gölgelerinin uzamadığı diyarlara gitmek istiyor içim, lakin hayallerimin de boyu kısaldı artık. Hakikatler çağında daha genişti hayallerim. Hakikat sonrası çağa girdiğimizden bahsedilen günlerdeyiz ve bu yeni çağda hiç hayal kalmayacak gibi.
doğan kitapKitabı okudu
Büyük kararların alındığı, salahiyet denilen mefhumun güya insanlık için kullanıldığı, kalın, yüksek duvarlar arkasında, memleket içinde başka memleket toprağı sayılan tarihi bir binanın şaşaalı salonunda, seçilmiş bir davetli grubuna çaldık. Dinleyenlerin sırayla memnuniyetini belirttiği, kelamı kibarın bir kisve gibi giyildiği bu çevreden ziyadesiyle keyif aldım. Benim gibi gizli züppelerin riyakârlığı da budur. Hem sermayeye düşman hem sermayenin imkânlarına teşneyizdir. Sanatkâr kimsenin meylinin bu minvalde olduğu nadir görülen bir tutum değildir.
doğan kitapKitabı okudu
Uzaklarda olanın tükenmeyen özleminin devası olan hayallerini ifna etmek zalimlik olur.
doğan kitapKitabı okudu
En büyük hayali uzaklara gitmek olan biri dahi, yol göründüğünde kedere gark olabiliyordu. İnsan anlıyordu ki geride bırakacağı sadece sevdikleri değil. Yürüdüğün caddelerde rüzgârla kalkan tozun burun deliklerine dolması, pencereyi açtığında duyduğun klakson sesleri, “Bir tek sigaran var mı abla?” diye soran sokağının evsizi, mütemadiyen apartmanın kapısına dışkılamayı âdet edinen tek kulaklı köpek, mezardaki hayaletler, kar yağarken sığındığın bir barda beş arkadaş amaçsızca edilen danslar, dolmuşta Doctor Who paltosuna değiyor diye rahatsız olan teyze… İlanihaye bir listeydi mevzubahis olan. Hülasa, bütün bir yaşanmışlıktı ardında bıraktığın.
doğan kitapKitabı okudu
Taş taş üstüne koymaktan ot bitecek yer bırakmasalar dahi, esintisindeki efsunun kaybolmadığı bir şehrin eski mahallelerinde, ara sokaklara gizlenmiş kalın gövdeli, kadim ağaçlar vardır. Onları gördüğümde dokunmadan, kabuğuna küçücük bir çentik atıp iz bırakmadan duramam. Çınar ağaçları bilhassa beni kendine çeker. Şairlerin, güftecilerin ve romancıların bu ağaca yüklediği mananın tesirindendir bu halim belki de
doğan kitapKitabı okudu
Kötü bir çağdayız. Sırların ömrü kelebekten kısa.
doğan kitapKitabı okudu
Sürüncemede kalan ne varsa, kişinin ilerlemesine mâni olan bir kanca gibi sırtına saplanır.
doğan kitapKitabı okudu
Kan dökmez, can acıtmaz, ısıracağı yeri üfleyip uyuşturan bir tarlafaresidir müphemiyet.
doğan kitapKitabı okudu