Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zat-ı fahimaneleri ise Diyarbekir'de bir Kürt muhitinde bulunuyordunuz. Arkadaşlarınıza muhalif ve netice-i harpte [harbin sonunda] Türkiye'nin parçalanacağına mü'tekid olanların [inananların] belki birincisi idiniz. Kürtlere hoş görünmek istediniz ve ilk defa olmak üzere, muahharen [sonradan] Elaziz'de idam ettirdiğiniz Dersim Mebusu Hayri Bey'in kumandasında, karargahınıza merbut [bağlı] bir Kürt taburu teşkil eylediniz. Efrad ve zabıtanı kamilen Kürt olan bu taburun kıyafeti de temamen Kürt kıyafeti idi. Bu tabur efradı [fertleri] şal, şepik ve kolos giyiyor, Kürt hançeri takıyorlardı. Kumandanlar değilse de emirler aralamnda Kürtçe olarak söyleniyordu. Bu, Osmanlı ordusunda Kürtlere ilk defa yapılmış bir cemile idi. Bu tarihi hakikati da muhtasaran [kısaca] zikreyledikten sonra, yine mevzuya rücu ediyorum [geri dönüyorum]. Evet, eslafınız Ermenileri taktil ve Kürtleri tehcir ve taktil ile [öldürerek] mahvedemediklerini nazar-ı itibare (ciddiye] almadınız. Maziden ibret alarak Kürtlerin milli haklarını itiraf ve Kürt vicdan-ı millisini [milli vicdanını] tatmin edecek makul ve hakimane tedbirlerle Türkiye dahilinde kalmış olan yegane ve kıymettar unsuru kazanmak yollarını araştırmadınız. Hakikati görmek istemediniz. İradenizin kuvvetiyle başa çıkarmak [başarmak] istediğiniz işin tatbik-i kabiliyetini [uygulanabilirliğini] mukayese ederken yaptığınız hesapta yanıldınız. Evet, zannettiniz ki deniz içilmekle biter. Eslafınızın [seleflerinizin] planını daha büyük bir şiddet, bir ünf ve sürat ile tatbike koyuldunuz.
Tasavvuf, insanın özündeki cevhere rücu ediş yoludur. Bir nevi aslolana hicret etmektir.
Reklam
Her şey zıddı ile kaimdir, değişmez kaidedir. Lakin haddini aşan her ne varsa, zıddına rücu eder.
Sayfa 36 - Timaş Yayınları, 1. BaskıKitabı okuyor
« .. Bolşeviklik fikrinde olanları ikaz ettim. (Bolşeviklik fikrinin tekrar alevrenerek Amasya içtimaında dahi mü­nakaşa ve kabul edildiğini ve fakat ikazımla tekrar milli hükümet esasına rücu edildiği görülecektir.)...
Sayfa 19
Yazar arada kalan ince çizgiyi çok güzel ayırt etmiş.
Payına düşenden fazlasına tamah etmeyen tokgözlü, mutmain insanlarız. Sorun, kanaatkârlık dünyevi malumatı hakir görmeye meylettiğinde çıkıyor. Kadir-i mutlak Allah'a (c.c.) duyduğu güvenle nefsini emniyete alan mutma- in, O'ndan başka kimseyle meşgul olmayı nafile saydığında "bu dünya"nın da bir "ayet” olduğunu unutabiliyor. Oysa biricik gezegenimizi 21. yüzyılın arsız baronlarına teslim edip en başa dönmeye, bozkıra iltisaklı dilsiz ve mütehammil "Yaban"a rücu etmeye razı değilsek, "bu dünya"ya dair gerçekleri organ nakleder gibi rikkat ve özenle birbirimize nakletmek, masumiyetimizin ölümcül dezavantaja dönüşmesini önlemek zorundayız. İşleyebileceği- miz en büyük günah, birbirimize kayıtsız kalmamızdır.
Sayfa 14 - TurkuazKitabı okuyor
İstiğfar - Tevbe
Tevbe, istiğfar'dan önce yapılmalıdır. Tevbe, Şerîatte çirkin olan şeyden, dinde mahmûd, güzel olan şeye rücu' etmek, dönmektir. İstiğfâr ise, günahın çirkinliğini görüp ondan yüz çevirdikten sonra mağfiret taleb etmektir. Tevbeden sonra yapılan istiğfâr tevbeden önce yapılan istiğfâra nazaran kabûle daha yakındır.
Sayfa 125 - 3. CİLT
Reklam
Papa Eftim Fener Rum Patrikhanesinin İç Yüzünü Anlatıyor
1964 yılının Mayıs ayında "Akşam" gazetesine oldukça geniş bir mülakat veren Papa Eftim, Fener Patrikhanesi'nin çevirdiği entrikaları ve Türklük aleyhine faaliyetlerini kamuoyuna anlatmıştır. Fener Rum Patrikhanesi'nin halen Doğu Roma İmparatorluğu'nu kurma hayalinde olduğunu belirten Papa Eftim sözlerine şöyle
Sayfa 217Kitabı okudu
"Biz ef'âlimizin mesuliyetini müdrik Türk avukatıyız. Yaptığımız ve konuştuğumuzdan zerrece rücu ve nükûl edecek adam değiliz." Av. Suad Tahsin TÜRK
Evhamlı şunu görür ufukta Savaş, ordu ve donanma; Sağlam bir göz sisleri aralar Aslına rücu eder bulutlar.
Herşey Aslına Rücu Eder
"Kaderin sırrına erenler rahattadır. Bu rahatlık denize dönen dalgaların hali gibidir". Mevlana
Reklam
Balığa çıkmak bize göre değil babacığım. Ben senin uçsuz bucaksız tarlalar arasındaki küçük köyüne yakın bir yerde (çevrede belki bir iki ağaç olabilir) ahşap kirişli kerpiç bir evde yaşamak istiyorum. Sana anlatması biraz zor ama, oraya gidişim bana haksızlık eden dünyaya karşı bir başkaldırma hareketi olacak diyebilirim; yani ben orada bulunmakla onlara, "işte bütün 'terakkinizi' gördüm ve 'aslıma rücü ediyorum' diyeceğim ve onlar da bunu anlamayacak.
Sayfa 182Kitabı okudu
"Ben de yalnızlığımda sana benzedim babacığım: Kendime yemekler pişiriyorum; senin kirli ropdöşambırına benzeyen bir şeyler giyip, bir karış sakalla evin içinde ruhsuz dolaşıp duruyorum. Sürekli para hesabı yapıyorum, kendimi iyi hissettiğim günlerde çarşı pazar dolaşarak her malın iyisini almaya çalışıyorum. (...) Ben senin uçsuz bucaksız tarlalar arasındaki küçük köyüne yakın, ahşap kirişli kerpiç bir evde yaşamak istiyorum. Sana anlatması biraz zor ama, oraya gidişim bana haksızlık eden dünyaya karşı bir başkaldırma hareketi olacak diyebilirim, yani ben orada bulunmakla onlara, 'işte bütün terakkinizi gördüm ve aslıma rücu ediyorum, yani Cemil Bey'e dönüyorum' diyeceğim ve onlar bunu anlamayacak." Oğuz Atay
Aşkı "anlamak" daha sonranın işidir, aşkı "anlamak" pratikliğe ucu ucuna yaklaşır, aşkı "anlamak kalbin ateşinin küllendiği zamana ilişkindir. Esrime halin deki âşık aşkı "anlamayı" istemez, onu yaşamayı, yoğunlu ğunu hissetmeyi, şeylerin odak noktasına gelmeyi, hayatın hızlanmasını, bütünüyle haklı gösterilebilir bencilliği, şehvet dolu atılganlığı, neşeli böbürlenmeyi, sakin ciddiliği, kavu- rucu özlemleri, kesinliği, yalınlığı, karmaşıklığı, hakikati, aşkın hakikatini ister. .
Sayfa 90 - Ayrıntı yayınları 2. BasımKitabı okudu
Hâlik'ına rücu edeceğini anarak endişeye düşmedikçe nefsine hâkim olmak imkanını kat'iyyen bulamazsın.
Peki siz kimlerdensiniz?
Oysa kimi yorulup terk eder sürüyü, kimi acıkıp. Yola hâlâ devam eden bazıları ailelerini görürler düşlerinde. Birilerinin hayallerindeyse rahatça dinlenip uyuyabilecekleri yuvalar vardır.
Callisto KitapKitabı okudu
990 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.