Daldığım yerde ol, ben seni görmesem de Uzanıp siliver yanaklarımı Utanmayışım görmediğimdendir gözlerini Nereye gitsem yoksun, yine yok Nereye sürsem bilemedim artık yorgun ayaklarımı Gök maviydi bir zamanlar, bahar yeşildi Temmuz gecelerinde ruhumuz şendi Dalgalar bir başka vururdu kıyılara Kıyılar ay ışığının öpüşüyle mutluydu Zerrende bil gözüm kalmadı dünya Yaşamak sadece sende mümkünse de Bana nefes aldıran bilseler oydu Şimdi eskiden diyorlar, daha dünde kalmışa Ölmüş diyorlar ne garip yanına varmışa
Gelecekteki bir an şimdiki zaman olur olmaz bütün büyüsünü yitirir; ne var ki ruhumuz yeterince genişse ve perspektifleri iyi ayarlanmışsa onu arkamızda bıraktığımızda, hafızaya doğru yol alırken yine eski büyüsünü kazanır. Aynı şekilde sabırsız umutlarımızla yorgun kısraklarımızı tırısa kaldırarak ulaştığımız şiirsel köy de sokaklarının bayağılığı, sıkış sıkış, ufka karışan evlerinin uyumsuzluğu ve içine nüfuz edermiş gibi görünen mavi sisin dağılmasıyla muğlak vaatlerini hiç mi hiç yerine getiremediği gizli harmonilerini tepeyi aştığımızda tekrar duyurmaya başlar.
Sayfa 141
Reklam
Ruhumuz yorgun... Olmayacak hayaller kurmaktan,gelmeyecekleri beklemekten en kötüsü de ömrü bir hiç uğruna tüketmekten yorgun💦
144 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
...Düşünce ve duygular soyuttur; bazen düşünce kalabalığında kayboluruz. Aklımız ve ruhumuz ; duygu ve fikir kalabalığında yorgun düşer.Yazmak ;düşünce ve duyguyu somut hale getirmektir.Hafiflemektir.Zamana mührünü vurmaktır ve bir parça da ölümsüzlüktür..." Öyle olmasa idi nereden bilebilirdik ki yazarın yaşadıklarını, duygu ve düşüncelerini.Kızım sana söyleyeyim siz anlayın mümine kardeşlerim diye satırlara işlediklerini... Yazmak iyiki var , okumak iyiki var...Kitaplar iyiki... Ben yazmaktan başka çare olmadığı için yazdım; siz çare olmak için yazın diyor yazarımız.Ve bu dünyada bir duygu olarak kalmak istemiyorsanız, bir düşüncenin faili olun, düşünün diye ekliyor satır aralarına. Çeyrek asırdır yazıyor, diğer kitapları "Arzuhal", "Ben Rabia" , "Asrı Seyda" ve "Nakkaş"... Lakin ben yazarın kalemi ile ilk kez tanışıyorum, dilerim son olmayacak. Kitapta ; ayetlerden , kıssalardan , hikayelerden ve yazarın yaşamından kesitlere yer verilerek kızına öğüt verir gibi tüm okuyuculara öğütler veriliyor. Bu ölümlü dünyada; okumanın, yazmanın, düşünmenin, ilim öğrenmenin, bazen hatırlamanın bazen unutmanın , konuşmanın ve bazen de susmanın, eş olmanın en cok da insan olmanın sırları anlatılıyor. İçinde bulunduğumuz mübarek üç aylarda okumayı istediğim eserlerdendi çok şükür nasip oldu. Ben biliyorum kibrinden uzaklaşarak öğreniyorum diyebilmeyi ve her bir satıra kıymet vererek okuyabilmenizi diliyorum.
Anne Sözü
Anne SözüSadiye Erol Aykaç · Nesil Yayınları · 202398 okunma
Gönlü yorgun, gözü nemli olana… Özlediklerimize, salınarak girecekleri bahçeler yaptık, özledik, özledikçe dua ettik. Sevmek hissetmekti iki gözüm, sessizliğin üstesinden gelemediğimizde dile döktük, yazdık, türkü söyledik. Ağlamanın kıyısında dururdu gülüşün, söylemek isterdim de susardım. Susardın. Duyardım söylediklerini. Yaşamak bazen dar yollardan, korkulu ormanlardan, uçurum kenarlarından geçmek olurdu. Başımız döner, ruhumuz yaralanır, insanlığımız örselenirdi. Yürürdük. Yol terbiye eder, yol öğretirdi. Ağlardın, bir gonca gülü yıkardı gözyaşların. Ağlardın ve kalbine çekilirdin. Hasret duyduklarımız vardı. Her kavuşma yeni bir hasretin habercisiydi. Hikmet, sınandığımızı unutmamak; hikmet, daha iyi insanlar olabileceğimize inanmaktı. Sabırsızlığımıza, kırgınlıklarımıza, hüznümüze mağlup olurduk. Oysa "Hiçbir faninin ‘her zaman’ demeye hakkı olmadığı gibi ‘hiç bir zaman’ demeye de hakkı yoktu." Özlemle, hüzünlü bir mutlulukla taşırdık kalbimizi, kalbimizdeki bahçenin sahibini. Hazine sayar, kimselere bırakamazdık hasretimizi. Bir kuş yuvası olurdu kalbin kalbime. Çok söylesem de aynı söyleyeceğim, çok söylemek de doğru değil. Bilesin, bütün sıfatlarım mahcuptur kalbinin önünde.
205 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.