Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rüveyda Karayel

Rüveyda Karayel
@ruveydakryll
Psikoloji
8 okur puanı
Kasım 2022 tarihinde katıldı
239 syf.
·
Puan vermedi
·
58 günde okudu
Bir Yaşamöyküsünü Okuma Sanatı
Bir Yaşamöyküsünü Okuma SanatıAlfred Adler
7.5/10 · 113 okunma
Reklam
Belki kurdu kuşu ürküttük ama aşkı ürkütmedik hiç Hâlâ koynumda resmin Ve hâlâ sımsıcak durur anılar sımsıcak ve biraz boynu bükük Ne varsa yaşanmış ve paylaşılmış yasak bir kitap gibi durmaktadır ve firari bir sevda gibi Şimdi duvarlarda resmin

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
beni güzel hatırla! bunlar son satırlar… farzet ki, bir rüzgârdım, esip geçtim hayatından ya da bir yağmur sel oldum sokağında sonra toprak çekti suyu… kaybolup gittim, belki de bir rüya idim senin için. uyandın ve ben bittim…
Bazen düşünüyorum da, düşlerimi birleştirerek kendime kesintisizce akacak ikinci bir hayat kursam ne hoş olurdu, günlerimi düşsel konuklarla, uyduruk insanlarla geçireceğim, acısını da keyfini de yaşayacağım, ikinci bir hayat. Öyle bir dünyada başıma felaketler gelir, büyük sevinçler üzerimde erirdi. Ve bana dair hiçbir şey gerçek olmazdı. Ama her şeyin kendine has, muhteşem bir mantığı olurdu, her şey haz verici bir yalanın ritmiyle akıp giderdi, her şey ruhumdan yapılmış bir şehirde olup biterdi, ruhum ise sakin bir trenle içimde çok uzaklara, çok uzaklardaki bir perona gidip kaybolurdu... ve bütün bunlar hem dış hayattaki gibi, hem de Güneşin Ölümü'ndeki estetik gibi açık, kaçınılmaz olurdu.
Reklam
Yaşamaya mecbur edildiğim hayattan doğmuş zavallı umutlarım benim! Şu yaşadığımız saate, şu havaya benzer onlar, sissiz sislere, sahte fırtınalardan sarkan tarazlanmış yara izlerine.
Birden, yapayalnız kalıyorum dünyada. Manevi bir çatının tepesinden seyrediyorum bütün bunları. Dünyada yalnızım. Görmek, uzakta olmaktır. Açıkça görmek, durmaktır. Tahlil etmek, yabancılaşmaktır. İnsanlar bana değmeden geçiyor yanımdan. Etrafımda havadan başka şey yok. Kendimi o kadar tecrit edilmiş hissediyorum ki üzerindeki giysiyle aramdaki boşluğu bile algılıyorum.
"Anlamak için, kendimi yok ettim. Anlamak, sevmeyi unutmaktır. Leonardo da Vinci, insan bir şeye ancak anladıktan sonra nefret ya da sevgi duyabilir, demiş. Bundan daha yanlış, aynı zamanda da daha manalı bir söz bilmiyorum." Anlamaya çabalama yolunda kendimi kaybettim. Belki sevmeyi unuttum. Unutmak değil belki o anlamanın altında kalmak sadece. Önemli olan önce anlamak değil midir ama? Anlamadan sevmek olur mu? Ama en trajik olan nokta: Senin anlamak için kendini yok ettiğin yolda o da anlaşılmamak için kendini yok etti. Anlaşılacağı için ödü koptu ama anlaşılmadığına da hep yakındı. Sevdiğini düşünüp durdu sadece. Sadece düşündü. Anlamadığı için sevemedi ya da anlamak istemediği için sevemedi. Sevemediği için anlayamadı. Karşısındaki anlamak istediği için ve o da anlaşılmaya izin vermediği için sevilmeyi reddetti ama anlaşılmadığına da yakındı. (K)
Benim gibi yaşayan bir insan ölemez: Biter, solar, bitkisel hayata girer.Bulunduğunuz yer varlığını sizsiz sürdürür, geçtiğiniz sokak görülmez olduğunuz halde yaşar, içinde yaşadığınız ev, siz olmayan sizi barındırır. Hepsi budur ve biz buna hiçlik deriz ama bu hiçlik tragedyasını bile oynayamaz, alkışlayamayız çünkü gerçekten hiç olduğuna bile emin olamayız; biz ki hem hayatın hem gerçeğin içinde biten otlarız, biz ki camların hem içine hem dışına biriken tozlarız, biz ki Yazgı'nın torunları...
Senin varlığının her zerresi benim için kendi varlığım kadar değerlidir; hastalansa, mahvolsa da canımın canıdır benim. Senin zekân benim hazinem; bozulsa da benim gözümde değerlidir. Sen çıldırsan seni deli gömleğiyle değil, kollarımla tutarım ben. Kollarını bağlasam da iplerin arasına sevgim dolanır. ... "Sana gelince... Sen hemen unutursun beni!"
Reklam
Gönlünün, canının bütün gücüyle hissettiği bir aşkı böyle bir armağanı istemeyen, değerini bilmeyecek olan birine verme...Onurlu ol.
Tutunabileceği tek nokta o anda bulunduğu noktaydı: ŞİMDİKİ ZAMAN. Geri kalanın tümü, şekilsiz bulutlardan, dipsiz, uçsuz bucaksız boşluklardan ibaretti. Bu hiçliğin, bu boşluğun eşiğinde sendeleyerek düşme düşüncesi karşısında içim ürperdi.
Vücutça güçsüz, kırık dökük buluyordum kendimi. Ama en büyük yıkıntım sözle anlatılamaz bir ruh perişanlığıydı.
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.