" * Hedef bir kitap okumak değil, okuyan birine dönüşmek.
* Hedef bir maraton koşmak değil, koşucuya dönüşmek.
* Hedef bir enstrüman çalmayı öğrenmek değil, müzisyene dönüşmek. "
O kadar güzeldi ki... Önsözü bile merakımı fazlasıyla uyandırmışken daha ilk sayfasından kitap beni kendine çekti ve bir an önce bitirmek istedim. Vatanı için savaşmak zorunda hissetmek ama onların ideolojisini benimsemiyor olmak, mecbur olduğuna inanmak ama bir yandan da kendi hayatını hiçe sayamamak, vatan mı sevdiğim mi, inandığım değerler mi, zorunda bırakıldıklarım mı gibi karmaşaların arasında sıkışmak... Bir an önce duygu karmaşalarını görmek, hissetmek istedim. Yazar duyguları öyle güzel aktarmış, öyle güzel geçirmiş ki hem acıyı hissediyor, hem de hafızanızda sanki bir film oynatıyorsunuz. Paulo'nun konuşmaları o kadar etkileyici ki, her cümlesinde fazlasıyla duygulandırdı. Savaştan bir kez daha nefret ettiren, anlamsızlığını iki kişi üzerinden, yaşadıkları duygularla birlikte daha da derinden işleyen bir kitap olmuş. Kitaptan şu alıntı bile durumu özetliyor aslında: "Sen onlar için bir rakamdan, bir sayıdan ibaretsin, bir alet, anlamsızca ve vicdansızca ölüme gönderilen bir askersin yalnızca, oysa benim için kanlı canlı bir insansın..." Kesinlikle okunmasını tavsiye ederim.
MecburiyetStefan Zweig · Zeplin Kitap · 201661,7bin okunma