Yaşam, mutlak tutkularla dolu. Yaşamı sevmekle birlikte ölüme alışmak da büyüyor, gelişiyor. Güzellikler kazanıyor. Bu sevgiyi nasıl rahatlıkla uğurluyorsam, yaşamı da o denli rahat, o denli güzel uğurlamalı
Yaşam, şimdi ancak kavranılması ve anlaşılması gereken; oysa yaşanması, gerçeğine inilmesi ilerideki yıllara atılan bir yabancı öğe gibi önümüze getirilmiş.
Ben insan beynini ilk başta boş bir tavan arası gibi düşünürüm, onu seçtiğin mobilyalarla doldurman gerekir. Ahmak biri karşısına çıkan her çeşit kestereyi alır, böylece en yararlı olabilecek bilgi kalabalıklaşır ya da en iyi ihtimalle diğer şeylerle karmakarışık bir hale gelir ve ona ulaşmakta zorluk çeker. Yetenekli bir usta ise beyin katına ne aldığıyla gerçekten çok ilgilidir. İşini yaparken ona yardım aletlerden başka bir şeyi yoktur ama hepsinin mükemmel bir düzende olduğu geniş bir çeşidi vardır. Bu küçük odanın esnek duvarlarının olduğunu ve her eklediğin bilgi için daha önceden bildiğin bir şeyi unuttuğun bir zaman gelir. Bu yüzden yararlı bilgileri kovalayan yararsızlara sahip olmamak en önemlisidir.