Şehir Ütopya
Ütopya temiz havayı bulabileceğiniz bir yer Herkesin nazik, kibar ve adil olduğu bir yer Her yerde uçan Meleklerin olduğu bir yer Gökyüzü pırlanta, Görünürde sorun yok, Sarsılmaz Güven vadinin üzerinde yükseliyor Zirvesi Şeylerin Özünün mükemmel bir görüntüsünü sunar Öpmek için Gözlerimi Görmek için yüreğimde yankıları çınlıyor Buraya dokun bana 'Başımı şöyle En güzelinin canlı bir hayalini kuruyorum Seni şevkle arzuluyorum Ütopya Ama seni sadece hayal edebiliyorum. Seni düşündükçe gözden kayboluyorum.
Şehir Ütopya
Ütopya temiz havayı bulabileceğiniz bir yer Herkesin nazik, kibar ve adil olduğu bir yer Her yerde uçan Meleklerin olduğu bir yer Gökyüzü pırlanta, Görünürde sorun yok, Sarsılmaz Güven vadinin üzerinde yükseliyor Zirvesi Şeylerin Özünün mükemmel bir görüntüsünü sunar Öpmek için Gözlerimi Görmek için yüreğimde yankıları çınlıyor Buraya dokun bana 'Başımı şöyle En güzelinin canlı bir hayalini kuruyorum Seni şevkle arzuluyorum Ütopya Ama seni sadece hayal edebiliyorum. Seni düşündükçe gözden kayboluyorum.
Reklam
200 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 24 hours
Charlotte Perkins Gilman'ın "Kadınlar Ülkesi" adlı eseri, edebi dünyada önemli bir yere sahip olan feminist bir ütopya romanıdır. Eserde, Herland adlı ütopik bir ülke keşfedilir, bu ulke yalnızca kadınların yaşadığı ve erkeklerin olmadığı bir toplumu temsil eder. Gilman, bu izole toplumu keşfeden üç erkeği merkeze alarak,
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İş Bankası Kültür Yayınları · 202112.1k okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
İhanete Uğramış Bir Şaheser
Grace Field Evi: kendileriyle ilgilenen "anne"lerini ve birlikte büyüdükleri "kardeş"lerini öz ailesi gibi seven, her gün çayırlarda koşturup etrafa gülücükler yayan, evlat edinilecekleri günü heyecan ve ayrılık korkusuyla karışık bir ruh haliyle bekleyen çocuklarla dolu yetimhane... Adeta bir ütopya, en azından Conny'nin
Vadedilmiş Yokyer - 1. Cilt
Vadedilmiş Yokyer - 1. CiltKaiu Shirai · Gerekli Şeyler Yayınevi · 2020842 okunma
İnsanı kendi elinde olmayan kusuru için ayıplarsanız, sadece kendinizin budalalığını kanıtlarsınız.
Sayfa 145Kitabı okudu
184 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
"İnkılap önce kalpte, sonra zihinde, sonra fikirde, sonra bedende gerçekleşecek. Er-geç alınteri-göz nuru-el emeğine, Veysel Baba'nın sadık yari "Kara Toprağa" döneceğiz. Aslımıza." Mustafa Kutlu bu deneme kitabına Hududullah'ın tarifi ile başlıyor. İnsanoğlunun Allahın çizdiği sınırları geçerek, doğanın, yaşamın
Kalbin Sesi İle Toprağa Dönüş
Kalbin Sesi İle Toprağa DönüşMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 2020551 okunma
Reklam
İşte soruyorum size, ben bunları ya da bunlara benzer düşünceleri, tamamen farklı eğilimde olanların huzurunda söylemiş olsam, sadece sağırlara masal anlatıyor olmaz mıyım?
249 syf.
6/10 puan verdi
Dünya tarihinin ilk sosyalisti
Thomas More
Thomas More
Dünya klasikleri arasında olan Ütopia'yı 1516' da kaleme almıştır. Reformasyona karşı çıkmış ve idam edilmiştir. Kralı kilisenin başı olarak görmez. Dindar ve hukukçu olan yazarımızın Hristiyan rahiplik olma isteği hayatında hep söz konusu olmuştur. Dönemin İngiltere'sinin bozuk düzenine bir
Utopia
UtopiaThomas More · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020.4k okunma
Ütopik bilincin belli biçim ve aşamalarından söz edi­yorsak eğer, aklımızdan geçen tekil insanlarda “canlı” olmuş olan somut olarak bulunabilen bilinç yapılarıdır. Kastettiğimiz, (Kant’ın “tam olarak bilinç”i gibi) sadece tinsel olarak inşa edilmiş (yapı) bir birim ya da (Hegel’in “ruh”u gibi) âdeta tekil bireylerin somut bilincinin üstünde tayin edilen metafıziksel bir öz olmaktan çok, te­kil insanlarda tespit edilebilen ve somut olarak bulunabilen bilinç yapılarıdır. Bu bağlamda kastedilen, somut insanların somut düşün­celeri, eylemleri, hisleri ve tüm bunların içsel ilişkileridir.
Sayfa 202 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Bir bilincin özsel yapısı, o bilincin zamansal tablosunu umut, özlem ve anlamsal hedeflerinden hareketle anlamaktan daha iyi kavranamaz. Zira, bu anlamsal hedef ve beklentilerden hareketle sadece geleceğini değil, geçmiş zamanını da bölümler. Başta yal­nızca kronolojik bir sıralama şeklinde yer bulan olaylar, ancak bu­radan hareketle anlamlı ve belirleyici bir hal almaktadırlar; tekil ve­riler önem kaybına uğrar ve ruhun temel çabası yönünden hareketle tekil olaylara farklı farklı anlamlar yüklenir.
Sayfa 202 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Reklam
Ütopyanın biçimi yalnızca ilgili bilincin canlı "içeriği” değildir, daha ziyade -en azından yönelimsel olarak- bilinci tamamıyla kapsadığı zaman ütopik bir bilinçten söz etmek mümkündür. Üto­pik unsur, bu anlamda, hâkim olduğu bilincin içini eğilimsel olarak tamamıyla doldurduğu; deneyim, eylem ve yaklaşım (perspektif) biçimleri kendilerini buradan hareketle düzenledikleri zaman, hakikatimiz ve gerçekliğimizle ilgili olarak, sadece ütopyanın fark­lı biçimlerinden değil, aynı zamanda ütopik bilincin farklı biçim ve aşamalarından da söz edilebilir.
Sayfa 201 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Etkili bir ütopya uzun vadede bireyin işi olamaz. Çünkü tek bir bireyin, belli bir tarihsel-toplumsal varoluş­la ilgili statüyü, sadece kendi varlığından hareket ederek parçalama­sı mümkün olamaz. Mevcut varoluşsal düzene alternatif olabilecek bir varoluşsal gerçeklik, ancak tekil bireyin ütopik bilinci toplum­sal mekândaki mevcut eğilimlerden faydalanıp onları ifade edebil­diği ve bu şekliyle de tabakaların bilincine geri akıp eyleme dönüş­tüğü zaman meydana gelebilecektir.
Sayfa 200 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
İlk bakışta belli bir tabakanın ütopyasını sadece tek bir birey şekillendirmiş olsa da; bu ütopyanın, son kertede, kolektif içtepileri o bireyin başarısına uygun gelen bir tabakayla ilişkilendirmek mümkündür.
Sayfa 200 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
Yön verici ütopyanın, başta sadece tek bir bireyin “istemlerinin yarattığı düş”ü, hayali olarak öne çıkarttığı, daha sonra ise bunun ancak geniş ve sosyolojik olarak net bir şekilde belirlenebilir katmanların politik istemleri kapsamına alındığı sıkça görülmektedir. Bu gibi durumlar­da, bir öncülden ve onun bayraktarlığından söz edilmektedir. Başa­rıları ise, sosyolojik olarak vizyonunu lehine dile getirdiği, düşün­celerini geliştirdiği tabakaya ait saymaktadır. Belli tabakaların bu yeni bakış açısının bu şekildeki (yani sonradan) kabulüyle ilgili ol­gu, bu bireysel iradesel içtepinin ve şekillendirici prensibin top­lumsal köklenmişliği şeklindeki yansımasından başka bir şey de­ğildir. Ki öncül birey, toplumsal kök salmışlığın bir parçası olarak ve aslında sadece bireysel bir başarı olan başarısının tayin edilmiş yönünü, daha önceleri bilinç dışı bir biçimde ve muhtemelen köklenmişlikten sağlıyordu. Bireyin yaratıcılığının reddedilmesi gerek­tiğine ilişkin düşünce, sosyolojinin en yaygın yanlış anlamalarındandır. Tam tersine: Yeni olan, tekil kişinin mevcut varoluşsal sta­tüyü yıkan bu yeni türden “karizmatik” bilincinden başka nerede oluşabilir ki? Sosyolojinin daima göstermesi gereken şey ise, yeni olanın mevcut olanla temellenerek (çoğu kez mevcut olana karşı muhalefet içinde bulunur şekliyle de olsa), yönünü tam da mevcut olana göre tayin ettiği ve öte yandan mevcut olanın ise daima top­lumsal bünyedeki güçler arası gerilimlere kenetlenmiş olduğudur.
Sayfa 199 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.