Tüccarin biri bin altın zarar etti. Oğluna dedi ki: - Sakın, zarar sözünü kimseye açma! Cocuk: - Baba buyruk sizindir, söylemem. Ancak bunun yararını bana anlat, dedi. Babası: - Söyleme, ta ki sıkıntı iki olmasın. Birinci sıkıntı sermayemizin gitmesidir. ikinci sıkıntı , komşularımızın "Oh!" demesidir, dedi.
Sayfa 135Kitabı okudu
İnsanın gözüne dost görünen düşmanın yarası daha derin olur
Sayfa 130Kitabı okudu
Eğer birinin gönlünü incittinse iyi bil ki senin de gönlün incinecektir
Sayfa 128Kitabı okudu
Horosanli iki dervis varmis. Birlikte geziye çıkarlarmış . Birisi zayıftı, üç gecede bir yemek yerdi. Diğeri çevikti, güçlü idi. Günde üç öğün yemek yerdi. Nasıl olduysa bunlari bir şehrin kapısından casusluk suçlamasıyla tuttular ve ikisini de aynı odaya hapsettiler. Odanın kapısını da çamurla sıvadılar. iki hafta sonra suçsuz oldukları anlaşıldı . Kapıyı açtılar. Bir de ne görsünler, adamların güçlü olan ölmüs, zayıf olan sağ salim yaşıyor. Herkes bu işe şaştı. Bu işi gören hekim şöyle dedi: - Eğer bunun tersi olsaydi şaşardım. Çünkü, o cok yiyen açlığa dayanamadi, öldü. Ancak az yiyen alışkanlığı ile açlığa dayandı ve sağ kalıp kurtuldu. Az yemeyi alışkanlık edinen kimse açlıkla karşılaşınca ko-lay atlatır.
Sayfa 106Kitabı okudu
Ey içi Allah korkusundan uzak, ancak üzerine ikiyüzlü giysisi giymiş olan kimse! Sen ki evinde kuru bir hasır üzerindesin ; kapına yedi renkli perde asma.
Sayfa 100Kitabı okudu
Ademoğlu topraktan yaratılmıştır.toprak gibi alçak gönüllü olmazsa insan değildir.
Sayfa 96Kitabı okudu
Sana bir zarar geliyorsa dayan,çünkü af ile günahlardan arınırsın.
Sayfa 95Kitabı okudu
Eğer ben iyi değilsem sen iyi ol ve bana öyle
Davran
Sayfa 94Kitabı okudu
iki kardeş vardi. Biri padişah hizmetinde idi. Zengin ol-muştu . Öteki elinin emeğiyle ekmek parası kazanırdı. Bir gün zengin yoksula dedi ki: - Niçin padişah hizmetine girmiyorsun? Oysa daha rahat eder bu sıkıntıdan kurtulursun. - Sen niçin iş güç tutmuyorsun? Padişah hizmetindeki eziyetten kurtulursun, diye yanıtladı yoksul Bilgeler ne der: - Kendi ekmegini yiyip oturmak altın kemer bağlayıp bir kisinin karşısında ayakta durmaktan iyidir. Kızgın demiri el ile yogurup hamur etmek beyler önünde el bağlamaktan daha iyidir. Değerli ömür iki düşünceyle geciyor: Yazin ne yiyeyim, kışın ne giyeyim? Ey alçak karın, bir ekmek ile yetin ki hizmetkär olup başkalarının önünde yerlere kadar eğilmeyesin!
Sayfa 53Kitabı okudu
. Bu yaşam , şu dünya sahra rüzgarı gibidir. Eser geçer .acılık, tatlılık , çirkinlik hepsi geçer gider. Kıyıcı zanneder ki . Başkasına eziyet ediyor. Hayır o eziyet durmaz geçer. Ancak kıyıcının boynunda sonsuza kadar kalır.
Sayfa 48Kitabı okudu
Birisi bir ölünün mezarını açsa zengin mi, yoksul mu olduğunu anlayamaz
Sayfa 45Kitabı okudu
Keyhüsrevin tacında şu yazılıymış: Nice yıllar, nice ömürle, nice insan yeryüzünde başımızı çiğneyerek gelip geçecektir. Saltanat denilen şey elden ele bize kadar geldiği gibi bizden sonra da başkalarının ellerine geçecektir
Sayfa 44Kitabı okudu
Ayağının altında karıncanın durumunu bilmiyorsan , filin ayağı altında düşün kendi durumunu
Sayfa 39Kitabı okudu
Acımasız hükümdarlardan biri, bir gün iyi ibadet eden birisine sordu: - ibadetlerden hangisi daha üstündür? - Senin için öğleye kadar yumak daha iyidir, hic olmaz-sa uyuduğun zaman halka eziyet edemezsin. Bir kıyıcıyı : bir gün öğle zamanı uyurken gördüm. Kendi kendime "Bu adam arabozucunun biridir. Uyumus olmasi çok iyi." dedim. Uykusu uyanıklığından iyi olan kötü yaşayışlı bir kimse-nin ölmesi daha iyidir. Cünkü arabozucu susmus olur. Allah onu uyandırana
lanet etsin.
Şimdi sana bir öğüt vereyim :iğne acısına dayanamazsan parmağını akrebin deliğine sokma.
Sayfa 32Kitabı okudu