Saf Zihnin Eleştirileri
"Anlaşılmamış hiçbir şey 'umut' olmamıştır. Umut anlamayı gerektirir. Bir şey anlaşılmadan umut yaratıyorsa, orada büyük bir zihinsel sarhoşluk, toparlanması oldukça zor olan büyük bir yanılsama ve hatta, canlı bilincin yanılgısı vardır."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺?
Saf Zihnin Eleştirileri
"Bir yalancıya 'gerçekten mi?' soru sözü yöneltildiğinde, rolünü daha gerçekçi oynar."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺
Saf Zihnin Eleştirileri
"Paylaşılmayacak kadar gizlenen saklı sır, ihanettir."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺
Saf Zihnin Eleştirileri
"Anlam bulmamız erginleştiğinde, tüm anlamlar özünden boşalır."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺
Saf Zihnin Eleştirileri
"Sana olan merhametim, davranışların adil seyrettiği yere kadar: adaletli olmadığın kadar vicdansızım."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺
Saf Zihnin Eleştirileri 1.3
"Yağmalanan yaşamın kendini teselli etmenin metotları bitmez: hayatın yumuşak karnına çalışan sıkıntıların gölgeleri içinde yaşamın kendi gösterisini gerçekleştirme arzusu azıtır."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺
Saf Zihnin Eleştirileri 1.3
"Kişi özüne döndükçe, dikkat çekenler dağılır. Hem de tümü, hem de birden... Varoluşun hırsızları, dikkat çekenlerdir; özverili oluşun kendini dışa aktarmasının gereği, varlığın kendi içselliğinde kendine sığınacak bir yer bulamamasından gelir: Dikkat çekenlerin cazibesi karşısında varoluş, kendi menziline yabancı kalmıştır, kendi yerinden edilmiştir."
G̲ür̲s̲e̲l̲ ̲Öz̲k̲ır̲
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺
Saf Zihnin Eleştirileri
"Aynı hata iki kez affediliyorsa, bu, 'hata yuvası'nın kuruluş ilanı demektir."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺
Saf Zihnin Eleştirileri
"Hep birlikte cennet fragmanını izliyorken, birbirimize cehennemi yaşatmaya ne hacet."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺
Saf Zihnin Eleştirileri 1.3
"Uyku, insanın mabeti, en mahrem yeri; tüm gün boyunca onu elde etmek için çalışır insan. İnsan için onun değeri, paha biçilmezdir, çünkü, onun uğruna bir çok soylu değer feda etmiştir."
G̳ür̳s̳e̳l̳ ̳Öz̳k̳ır̳
A̺s̺l̺i̺n̺s̺a̺n̺