nur yıldız

nur yıldız
@sahrazat
2 okur puanı
Mayıs 2015 tarihinde katıldı
Roma Rakamı
Karaduygun'u yazarken Birhan'la ilgili bölümleri roma rakamlarıyla ayırdığımı yeni fark ettim. Doğru dürüst toplama çıkarma yapılamayan bu basamaksız, hantal sayılara duyulan sadakat, modası geçmeyen bir dekorasyon alışkanlığıyla açıklanabilir elbette. Onlar sayı değil de epizotlara yerindelik atfeden görsel bekçiler sanki. Bana kalırsa, bölümlerin içsel bütünlüğüne ciddiyet kazandırmasından çok,gerçekte sıfırsız sayılar dizini olduğu için seviyoruz onları. Yazıdan önceki boşluk deneyimini perdeleyen, hatta yazıya dair o ilk ham fikrin aklımıza düştüğü anı görmezden gelmemizi sağlayan, kelimenin tam anlamıyla yanıltıcı bir yanı var bu sayıların. bizi sıfırdan kurtarıyorlar. Batı Arapların dünyaya bahşettiği basamaklı sayılardan sonra atıl kalsalar da, armayı andıran biçimleriyle biz okurlara yeni bir şeyi ifade ediyorlar: Çoktandır olmuş bir şeyi. Yazmazdan önce kendi sözcüklerini yaratan o teskin edilemez esinlenme anını hiçe sayıp, okuru doğrudan yazılmış olanın evrenine çağırıyorlar. KARADUYGUN Sema Kaygusuz s, 53
Reklam
'Seni uyumak zor. Hele beni düşündüğünü düşlemek, kendi alemimin kuytusundan yaşantını gözlemek eziyete dönüşüyor bazen. Sen zamanı eyliyor, ben burada kaburgalarının içine sıkışmış, günden güne ciğerine işleyen bir yara gibi zamanı içiyorum. Düşümde hep yalnız görüyorum seni. Zevraki'yle didişirken, fotoğraf makinenle dünyayı dikizlerken, bir sohbetin en hararetli yerinde dalıp giderken gözlerin, başın öne düşük yalpalı adımlarla odalarını arşınlarken, arzuları ertelemenin yakıcı eksikliğini ben duyuyorum göğsümde. Hislerin önce bana değiyor, sonra taşlaşıp karanlığa yuvarlanıyorlar. Taşların arasında kaldım burada. Belim bıkınım, sırtım durmadan ağrıyor. Dünyayla aramda aşılmaz bir duvar gibisin. Bu yüzden seviyorum panayırları. Yaşantıya direnen, direnmekten yorgun düşen yerlerin, karnın, bağrın, şakakların bir süreliğine de olsa düşünmeyi bırakıyorlar çünkü. Kalabalığa değmek bana düşüyor, sensiz. Yüzünde Bir Yer, s 94 Sema Kaygusuz
Utancını biliyorum. Benliğinin en mahrem parçası bende duruyor. O çetrefil duyguyu emanet alalı beri gözümü gözünden ayırmadım. Tarihi bir sır yüzüne nakşedilmiş senin. Seni doğuran anne, seni düşleyen baba henüz dünyada yokken, atalarının çizdiği kederli bir sima, tenden tene geçen yakıcı bir ağıtın son defteri olmuşsun. Nasıl okuyacağını bilmiyorsun yüzündeki harfleri. Yaşamadığın halde etkisi altında kaldığın, söze nereden başlayacağını bilemeyip satırlarını bitiştiremediğin bu gizil utanç, büyümeni aksatıyor. Yüzünde Bir Yer Sema Kaygusuz S,11

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kelimelerin Kalpleri
OLUŞ Buna ağ da denir. 'Rabbimin gözüyle kalbime baktım. Orada birini gördüm. Ona sen kimsin diye sordum. Ben, Senim dedi'yle örüldü. KELİMELERİN KALPLERİ Sadık Yalsızuçanlar
Keçi
Bu keçi, bir keçi değildi artık. Kendisinden daha fazla, göründüğünden daha ağır, gözün seçebildiğinden çok daha çevik gövdesiyle nitelik değiştiriyor, oğlana yeni nitelikler atfediyor, yeni beceriler ekliyordu. Yeni ihtiyaçlar yaratıyordu keçi. Sekme ihtiyacı, sıçrama ihtiyacı, tökezleneden koşturmaca ihtiyacı...Keçi keçiydi. Bir keçiye imrenmenin ezikliğini yerle bir edip denizin deniz, taşın taş, tenin ten olduğunu belletiyordu. Bir yandan gözleriyle değişirken oğlan, bir yandan ruhunda özleniyordu. Yeni bir dibe ayak basar gibi özün içindeki özün dış çeperini yararak kendini yavruluyor, kendini keçiye bölüyordu. Keçinin peşine düştükten sonra bir keçiyle bu keçi arasındaki zaman dilimi, taştan dikene, dikenden rüzgara, rúzgardan yosuna devinen, devindikçe farkları açığa vuran, şeylerin şeylerden farkıyla bir daha kendi sıfatlarına kavuşan, imgelemde kendi ipliğiyle kendini ören bir hafızaya seriliyordu. Barbarın Kahkahası, Sema Kaygusuz (s 25-26)
Reklam
Yaşar Nabi Nayır Roman Ödülü
Fakat bütün bunlardan daha önemlisi tarihin dikey merdivenini devirip zamanın sarmallarında unutulan kadim dostları hatırlaması lazım. Lanetin minnete galebe çaldığı hatıralar, incinme düzeyimizi de belirler. Ne düzeyde teessüf ediyorsak o düzeyde mevcut oluruz. Şu aşağılık göz tiranlığında kırbaçlanmaya razı isyankar köleler gibi yaşamaktansa, canın bir cevher olduğunu hatırlatan dostları yad ederek efendisi olmalı kendi şahsiyetinin. Barbarın Kahkahası, Sema Kaygusuz
MESNEVİ GÜNEŞİ Kitabının tanıtımından: 'Modern insanın gönlünü fetheden sevgili Mevlana'nın günümüzdeki manevi temsilcisi Hasan Dede'nin yorumlarıyla Mesnevi'nin Güneş gibi ısıtan sıcaklığını kalplerinizde hissedin. Hasan Dede'nin tasavvuf sohbetlerinin kaynağı olan Mesnevi'den beyitlerle harmanlaşmış bu satırları okurken Mevlana'yı yeniden keşfedeceksiniz ve daha iyi tanıyacaksınız.Yüce Mevlana şöyle buyurur 'Benim eserim Mesnevi'yi elinize alıp okumaya başladığınızda benimle konuşmaya başlarsınız. Fakat Mesnevi okuyanların bir kısmı da vardır ki, okurlar ama bir sey anlamazlar. Neden anlamazlar? Çünkü kitap sahibini tanımamaktadırlar. Tanımadıkları için de Mesnevi'yi sanki bir masal kitabıymış gibi okurlar. Ganj Yayınları
'Biz ney gibiyiz, bizdeki nağme senden. Biz dağ gibiyiz,bizdeki seda senden. Ey huyları güzel! Ey bizim canımıza can olan! Biz kim oluyoruz ki seninle ortada olalım, görünelim! Biz yokuz. Varlıklarımız, fani suretle gösteren Vücud-u Mutlak olan sensin.' MESNEVİ GÜNEŞİ-HASAN DEDE syf:107, Ganj Yayınları
nur yıldız tekrar paylaştı.
GANJ YAYINCILIKTAN YENİ ÇIKAN MEVLEVİ ÜSTADI HASAN DEDE'NİN MESNEVİ GÜNEŞİ-EVRENSEL MEVLEVİ BİLGELİĞİ İSİMLİ KİTAPTAN ALINTIDIR: Hüdavendigar Mevlana diyor ki: 'Mesnevi'yi okuyan benimle sohbet etmiş gibidir. Yani Mesnevi ona mürşidlik (rehberlik) eder. Ne dersiniz Hasan Dede? Yüce Mevlana şöyle buyurur 'Benim eserim Mesnevi'yi elinize alıp okumaya başladığınızda benimle konuşmaya başlarsınız. Fakat okurken kulaklarınızın işiteceği kadar sesinizi yükseltin ki, o zaman sizin dilinizden sanki ben konuşmuş gii olurum ve siz de dinlemiş olursunuz. Eğer sessiz okursanız, o sırada aklınız başka bir yere kayabilir ve birçok şeyi kaçırmış olursunuz..'
nur yıldız tekrar paylaştı.
''Kimse sandığı kadar dayanıklı değildir. Herkes bir gün incinir.''
Reklam
Resim