Alkol bizim savunma bariyerlerimizi kaldırıp, bastırdığımız duygularımızı açığa çıkarır. Bu nedenle sarhoşken söylediklerimiz, aslında ayıkken söylemek isteyip de söyleyemediğimiz şeylerdir. Öfkemizi bastırıyorsak, içince öfkemiz açığa çıkar; neşemizi bastırıyorsak, içince neşemiz ortaya çıkar.
"Heykeltıraş" anne-babalar, çocuklarının "sahibi" olduklarını düşünen anne babalardır. Onlara istedikleri şekli vereceklerini düşünürler.
Kendimizi sütten çıkmış ak kaşık sanırız. Arzumuz, partnerimizin kendisini “düzeltmesidir.” Düzelirse sorunumuzun kalmayacağını zannederiz. Unuttuğumuz ise, partnerimizin de bizim gibi düşündüğüdür.
Haklılık mücadelesi tam bir, “kaybet-kaybet” oyunudur. Haklı çıkmaya odaklanmış biri için harika silahlar vardır. Duruma göre bunlardan birini devreye sokar, kendini haklı çıkarır. İlişkilerde sık başvurulan silahlar; rasyonalize etmek (mantıklı hale getirmek), varsayımda bulunmak (yetersiz veriye rağmen karar vermek ve bunun doğruluğundan kuşku duymamak) ve zihin okumaktır (karşıdaki kişinin zihninden geçenleri bildiğimizi sanmak.)
Herkesin aradığı bu değil mi? Bir yerlerde bizi bekleyen ideal bir partner inancının doğru çıkmasını umut ederiz. Unuttuğumuz ise, kendimizin ne kadar ideal bir partner olduğudur.
Ne çok kadın, bir gün prense dönüşeceği umuduyla kurbağa öpüyor.
...sağlıklı ilişkilerde özveri vardır. Özden verilen sevgi ve emek.
Sayfa 19
Özveri ve fedakârlık arasında büyük fark vardır. Fedakârlık, bir beklenti uğruna katlanma durumudur. Özveride ise verenin vermekten keyif alma hali vardır.
Sayfa 20
Partnerimizde arayacağımız esas özellik, kendi mutluluğunun kendi gelişiminden geçtiğinin ne kadar farkında olduğudur.
Sayfa 18
Mutluluğumuzun kaderini başkalarının eline bıraktığımız zaman şansımız sıfırdır.
Sayfa 17