Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Çiçekler tabiatın yaktığı tütsüdür.. Ne güzel tasvir ..
"Ve o sırada dallar kımıldaşarak tatlı kokular yayar, en yüksek ağaçların doruğundan en mütevazı ot birikintisine, hışırtılar duyulur; çiçekler kokularını melteme katarlar ve o meltem bir araya gelmiş bir milyon çiçeğin yakıcı buğulu kokusunu getirir; bu çiçekler ismi değişen ama doğası değişmeyen o evrensel Tanrı'nın sunağında tabiatın yaktığı tütsüdür.."
"Rus şairi Puşkin'in dile getirdiği, odağı belli olmayan o güzel beyaz geceleri ortaya çıkarır. Gün mü doğacaktır? Gece mi çökecektir? Bunu kimse bilemez: Cisimlerin gölgesi yoktur; bu tuhaf aydınlığı çıkaran ışığın odağı belli değildir; meçhul bir akışkan madde sizi sırılsıklam eder, hayalgücü atılır ve âdeta göğün en yüksek kubbelerine dokunur; kalbe ilahi şefkatin girdiği hissedilir; ruhun sizi mutluluğa inandıran böyle sonsuz atılımları vardır.."
Reklam
"Gökyüzü, toprak, çiçekle hava, meltem, Şark'ın baş döndürücü tahrikleri, her şey, size "Sev!" derken, sevmeyi kendine yasaklamak, doğanın bütün güçlerine karşı tek başına mücadele etmektir..."
"Tecrit içinde yaşamaya ve güneşsiz bir hayatın kışında sönmeye mahkûm bu yanan kalpler neye yarardı? Hayatında güzel olmamış bir kadın, hiç genç olmamış demektir, ama sevilmemiş bir kadın da hiç yaşamamış demektir..."
"Gerçek bazen çok acıdır, ama neredeyse daima her şeyin devasıdır.."
Halikarnas Balıkçısı'nın Zeybek oynayan Efe'leri betimlediği gibi :)
"O sırada yemek salonunun kapısı açıldı ve üç kardeşin en büyüğü olan, aslan sarısı saçlı ve sakallı, Herkül gibi yapılı yakışıklı bir delikanlı kapının eşiğinde belirdi. Üzerinde dizlerine kadar inen ve yarı beli bir kemerle sıkılı eski bir Galya gömleği vardı, özellikle, kaplanın kafasını başına, hayvanın ön ayaklarını da göğsüne çaprazlama koyduğundan, Le Brun'ün İskenderiye savaşlarını çizdiği resimlerde rastlanan deneyimli bir sancaktar havasındaydı.."
Reklam
Kız doğursa yine kadın suçlu..Hep kadın!
"Bir kadın, erkek çocuk sahibi olmak için bir dilekte bulunur ve erkek yerine kız çocuğu olursa, onu ilaha götürüyor ve yanına bırakıyordu. Bu kadının, kızının ilaha mal olduğu bedeli getirmesi gerektiği için de geçen yabancılar adına ilahın kadını unvanıyla anılıyordu. O ülkenin insanları tarafından valasi ("ilahın köleleri"), yabancılar tarafından da hem dansöz hem fahişe anlamına gelen bayadere" sözcükleriyle adlandırılıyorlardı..."
Ahh ahh ..ne acı..
"Birmanlar kadınlarını yabancılara satarlar; fakat bu durumda, sadece kocalarına itaat ettiklerinden, şereflerine hiç leke düşmez ve mazeret olarak, önce o itaat yasası, sonra da ailelerinin yardımına koşma zorunlulukları vardır.."
Dünyanın her yerinde kadınların dramı aynı...
"Avrupalı kadınlar gibi özgür olan Birman kadınların yüzü açıktı. Bu ayrıcalığı erkeklerin onlara pek önem vermemesine borçlu olduklarını söylemek epey hazindir: Erkekler kadınları kendilerinden aşağı ve doğa tarafından erkeklerle hayvanlar arası bir konuma yerleştirilmiş gibi görürler. Adalet önünde kadınların tanıklıkları yalnızca basit bir bilgi hükmündedir ve ifadeleri mahkeme kapısından içeri girmeden alınır.."
"Geçmişte yaşanan korkuların bir faydası da şudur: Gelecekteki tehlikelere karşı tetikte olunmasını sağlar..."
Reklam
"Yukarı çıktılar ve denize bakarak oturdular. Tanrı'nın eserleri neredeyse daima insanın eserlerini unutturur..."
Hayalî bile yetti:)
"Okyanus ortasında bir gemide bulunmak, genellikle sanıldığı gibi hüzün verici değildir; sürekli suya bakılması, buna alışık olmayan gözlerin algılayamadığı bir sürü harikanın keşfedilmesini sağlar. Denizin dibinde kaynaşan ve bazen yüzeyde soluklanmaya gelen sayısız canlının mucizevi niceliklerinin, biçimlerinin, renklerinin, düzenliliklerinin, alışkanlıklarındaki çeşitliliğin incelenmesi yolcuya geniş bir gözlem ve araştırma alanı sağlar.."
"Sağlam karakter yapısında bazen karşılaşılan şey olmuştu. Acı karşısında güçlenmiş, sevinç karşısında tekrar zayıflamıştı..."
"Seçkin yapılı insanların gelişiminde, bahtsızlığın ancak fiziki güzelliği artırdığı ve manevi vasıflara yenilerini kattığı bir dönem vardır..."
Bir varmış bir yokmuş gibi..
"Ruhunda birbirini izleyen iki farklı duygunun çarpıntısına kapıldığından, zaman o farkına varmadan geçmişti.."
419 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.