"O sırada yemek salonunun kapısı açıldı ve üç kardeşin en büyüğü olan, aslan sarısı saçlı ve sakallı, Herkül gibi yapılı yakışıklı bir delikanlı kapının eşiğinde belirdi. Üzerinde dizlerine kadar inen ve yarı beli bir kemerle sıkılı eski bir Galya gömleği vardı, özellikle, kaplanın kafasını başına, hayvanın ön ayaklarını da göğsüne çaprazlama koyduğundan, Le Brun'ün İskenderiye savaşlarını çizdiği resimlerde rastlanan deneyimli bir sancaktar havasındaydı.."
"Bir kadın, erkek çocuk sahibi olmak için bir dilekte bulunur ve erkek yerine kız çocuğu olursa, onu ilaha götürüyor ve yanına bırakıyordu.
Bu kadının, kızının ilaha mal olduğu bedeli getirmesi gerektiği için de geçen yabancılar adına ilahın kadını unvanıyla anılıyordu. O ülkenin insanları tarafından valasi ("ilahın köleleri"), yabancılar tarafından da hem dansöz hem fahişe anlamına gelen bayadere" sözcükleriyle adlandırılıyorlardı..."
"Birmanlar kadınlarını yabancılara satarlar; fakat bu durumda, sadece kocalarına itaat ettiklerinden, şereflerine hiç leke düşmez ve mazeret olarak, önce o itaat yasası, sonra da ailelerinin yardımına koşma zorunlulukları vardır.."
"Avrupalı kadınlar gibi özgür olan Birman kadınların yüzü açıktı. Bu ayrıcalığı erkeklerin onlara pek önem vermemesine borçlu olduklarını söylemek epey hazindir: Erkekler kadınları kendilerinden aşağı ve doğa tarafından erkeklerle hayvanlar arası bir konuma yerleştirilmiş gibi görürler. Adalet önünde kadınların tanıklıkları yalnızca basit bir bilgi hükmündedir ve ifadeleri mahkeme kapısından içeri girmeden alınır.."
"Okyanus ortasında bir gemide bulunmak, genellikle sanıldığı gibi hüzün verici değildir; sürekli suya bakılması, buna alışık olmayan gözlerin algılayamadığı bir sürü harikanın keşfedilmesini sağlar. Denizin dibinde kaynaşan ve bazen yüzeyde soluklanmaya gelen sayısız canlının mucizevi niceliklerinin, biçimlerinin, renklerinin, düzenliliklerinin, alışkanlıklarındaki çeşitliliğin incelenmesi yolcuya geniş bir gözlem ve araştırma alanı sağlar.."