Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Ve görünen her köşe ruhumun derisini çiziyor.Gördüğüm her kırıcı şey bunu fark eden yönümü yaralıyor.Görülebilir ağırlığı olan her nesne ruhuma ağırlık veriyor.”
Sayfa 85 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Vehbi Koç, 1950'li yılların başında Ford'la ortak bir otomobil endüstrisi kurmak istiyordu. Koç'un müşavirleri Bernar Nahum ve Kenan İnal, 1954'ten beri Ford'un müdürleriyle görüşüyor ancak bir türlü sonuca ulaşamıyorlardı. 1956'nın başlarında Koç, Nahum ve İnal ile birlikte, Başbakan Adnan Menderes'ten Henry
Sayfa 67 - Business DergisiKitabı okudu
Reklam
Çile
Gaiblerden bir ses geldi: Bu adam Gezdirsin boşluğu ense kökünde! Ve uçtu tepemden birden bire dam. Gök devrildi, künde üstüne künde... Pencereye koştum: Kızıl kıyamet! Dediklerin çıktı. İhtiyar bacı! Sonsuzluk elinde bir mavi tülbent, Ok çekti yukardan, üstüme avcı. Ateşten zehrini tattım bu okun. Bir anda kül etti can elmasımı. Sanki burnum
Yaşamak denilen şey (çoğu durumda) sıkıcı, salyangoz hızıyla ilerleyen, uzun süreli bir savaştır. Bedeni de çalıştırmak için gayret etmeden, sadece ruhun ileriye dönük isteklerini inatla korumak, bana sorarsanız, gerçekte mümkün değildir. Yaşam o kadar basit değildir. Ağırlık bunlardan birine kayarsa, insan er ya da geç ama mutlaka ters yönden bir misillemeyle karşılaşır. Meylettiği yönün karşıtı kaçınılmaz şekilde dengeyi sağlamaya çalışır. Fiziksel güç ile ruhsal güç, arabanın iki tekerleği gibidir. Dengeli çalıştıklarında doğru yöne giderler ve son derece etkili bir güç ortaya çıkarlar.
Sayfa 129
Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat. Yıllardır bozbulanık suları yudumladım, Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları, Yağmur, seni bekleyen
Sayfa 106Kitabı okudu
"Muhammed vecde gelmekte ve bazen kendinden geçmektedir; fazlasıyla soğuk bir günde bile terlemekte, başını dizlerinin arasına düşürecek acı gibi içinde bir ağırlık duymaktadır; Muhammed bunu bilmese de bazı çağdaş Yahudi mistiklerinin bilinç düzeylerinde başka bir aşamaya geçtiklerinde benimsedikleri konum budur."
Sayfa 219Kitabı okudu
Reklam
Postmodernizme dair kapsayıcı ve derli toplu bir çerçeve
Postmodemizmle ilin­tilendirilen ve en sık anılan özellikler şöyle sıralanabilir: 1-Batı modernliğinin bilim, hümanizm, sosyalizm vb. nosyonlarla im­tiyazlı evrensellik iddialarının yaslandınldığı temel üst-anlatıların sakat olduğunu ve entelektüellerin kendinden emin yasa koyucu rolünü terk edip yorumlayıcı rolüne soyunmasından ötürü yerel farklılıklara daha duyarlı ve daha az gösterişçi bilgi tarzlarına yönelmemiz ge­rektiğini öneren felsefe, toplum ve kültür teorilerinde temelcilik karşıtı bir konum. 2-Yerel ve bölgesel olanın bu şekilde im­tiyazlı kılınması akademi içerisinde, entelektüel ve sanat çev­relerinde simgesel hiyerarşilerin demokratik ve popülist bir çö­küşüne tercüme edilir ve böylece sözgelimi yüksek kültür ve popüler ya da kitle kültürü arasındaki, sanat ve gündelik hayat arasındaki ayrımlara itiraz edilir. 3-) Sözcükler kar­şısında görsel imgelere, ego'nun ikincil süreçleri karşısında bi­rincil süreçlere ve izleyicinin mesafeli değerlendirmeleri kar­şısında nesneye gömülüp gidilmesine ağırlık verilişinde belirgin olarak görülebileceği gibi söylemsel kültür biçimlerinden figürel kültür biçimlerine bir geçiş vardır. 4-Bu bo­yutlar "postmodem derinliksiz kültür" iba­resinde ve düzenli tarihsel gelişme nosyonunun yerini geçmişin esaslı bir düzen ya da değer yargısı üretilebilecek bir noktanın keşfedilmesine izin vermeyecek şekilde bitimsizce çoğaltılan ve simüle edilen imajlar, fragmanlar ve gösterilerin bir yığışımı ola­rak algılanışına bırakması gerektiğini belirten nosyonda özetlenir.
Sayfa 164 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
_Prens Said Halim Paşa, Mısır eski valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve 1913-1916 arası Osmanlı Sadrazamı olarak hükümetin başıdır. İttihat Terakki üyesi, Meşrutiyetçi ve muhafazakar islamcılığın en öndeki temsilcilerindendir. Meseleleri İslamcılık açısından ele almıştır. Devletin kurtuluşu için batı kanunlarını değil, şeriatın
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
114 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.