Bir kadın bir kere uçurumlardan yuvarlanmaya başladı mı artık düşüşüne son verecek nokta yoktur, ne kadar aşağı düşerse düşecek yerler o kadar çoğalır.
Ruhumuzda asla silinmeyecek bir yara izi taşıyorsak, örneğin yanlış insanla evlenmişsek, orta yaşa gelip de yanlış meslek seçtiğimizi fark etmişsek ya da çok sevdiğimiz birini kaybetmişsek, ancak o zaman mimarinin bizi fark edilir biçimde etkilemesi mümkündür. Bir binadan 'etkilendiğimizi' söylerken, aslında o binanın taşıdığı soylu nitelikler ile çok daha büyük, çok daha üzücü olan gerçeklik arasındaki zıtlıktan kaynaklanan yarı acı yarı tatlı duyguyu anlatmaya çalışırız. Güzel bir nesne karşısında boğazımız düğümlenir çünkü o güzel nesne bize mutluluğun elde edilmesi ne denli zor, istisnai bir şey olduğunu hatırlatır.
İnsan kendini, acı da olsa gerçeği tam olarak görebilecek ve kabul edecek biçimde geliştirmek zorundadır. Kendi gücünden başka güvenecek hiçbir şeyi olmadığına inanırsa, o güçlerini doğru ve yerinde kullanmayı öğrenecektir. Kendini tehdit eden ve koruyan bir otoritenin bilinçaltı baskısından kurtarabilen özgür insan, aklının gücünü kullanıp, dünyayı ve onun üzerindeki kendi yerini, görevini kavrayabilir. Kendi başımıza düşünmeye cesaret edebilmenin tek yolu, kendimizi yetişkin olarak almak ve belirli bir otoriteden korkan, ona bağlı bir çocuk gibi davranmaktan vazgeçmektir. Bunun tersi de, aynı şekilde doğrudur.
-Libido Dergisi
YouTube kitap kanalımda Olağanüstü Bir Gece kitabını önerdim: ytbe.one/zAd9Y20INZM
İnsan kendinden bir şeyler bulduğu kitapları daha çok sever, bu bir gerçek. Olağanüstü Bir Gece'yi okurken benim için yazılmış bir biyografi kitabı okuyor gibi bir hisle okudum. Neden mi? Hadi beni dinleyelim isterseniz.
Zamanında herhangi bir şeye