Sana bir sır vereyim mi, kardeşim? Sana güvenen insana hainlik etmek güç ya da yetenekle alakalı değildir. Ben sana güveniyorum, sana zaten arkamı dönüyorum. Bıçağı alıp saplamakta ne var ki? Önemli olan elini o bıçağa atmamaktı ama sen bana ihanet ettin. Ve şunu unutma, sadece korkaklar arkadan saldırır.
Romanın Macerası: Bozkurtların Ölümü Atsız'ın, tarihin tozlu sayfalarından çıkardığı Kür Şad'ın hikâyesidir. 639 yılında Çin sarayını basan 41 yiğidin hikâyesini Atsız Fransız kaynaklarından, muhtemelen Hüseyin Cahit'in De Guignes tercümesinden, daha üniversite yıllarında okumuş olmalıdır. Çin kaynaklarında Cie-şı-şuay olarak geçen
Sana müthiş bir sır vereyim mi? Haydi vereyim: Ben Kürşad'ı roman olarak yazıyorum. Beni buna sevk eden de Tahsin Demiray oldu. Benden Ateş Çocukları diye ortamektepler talebesi için çıkarttığı haftalığa milli mevzulu hikâye veya roman istemişti. Söz vermiştim. Bu sefer beni sıkıştırınca kaleme sarıldım. Her ne kadar ortamektep çocukları için yazılıyorsa da bizim münevverler de ortamektep seviyesinde olduğu için tam edebi bir roman yazıyorum demektir. Romanın adı Bozkurtların Ölümü'dür. Senin gibi tarihi tahrif etmeyerek yazıyorum. Senin berbat ettiğin Kürşad'ın şerefini de iade edeceğim. Biliyorsun ki ben şimdiye kadar hayatımda yalnız dört tane hikâye yazdım. Roman hiç yazmadım. Bu ilk kalem tecrübemdir. Bununla beraber Kürşad'ın aşkıyla muvaffak olacağım. Sen belki beğenmeyeceksin. Çünkü Kürşad orada bir sınıfı temsil etmeyecek. Roman ve temaşa işlerini iyi bilen Nihat Sami [Banarlı] romanın başlarını okudu, beğendi. İleride kitap şeklinde çıkınca sana gönderirim.
"Düşünme bunları. Düşünürsen işini yapamazsın. Unutma, kabiliyet, Allah'ın bahşettiği bir hediyedir. Biz hediyeye layık olmak için didiniriz. Gerisine kafa yormayız."
"Ama ustam, korkmuyor musun..."
"Sultanın gazabından korkulmaz mı? Elbette ben de senin kadar korkuyorum. Fakat çabalamamın sebebi bu değil. Şayet mükafat yahut ceza ihtimali olmasa daha mı az çalışırdım? Sanmam. Ben ilahi bir armağana hürmeten çalışıyorum. Her zanaatkar, her sanatçı Tanrı 'yla bir mukavele imzalar."
Suratını butuşturdu Cihan. Nasıl yani?"
"Sana bir sır vereyim" dedi Sinan. "İster küçük ister büyük.... yaptığın her binanın altında, farz et ki kainatın kalbi atmakta. Sen Arzın Merkezinin üstüne inşa ediyorsun. Öyle düşün. O zaman daha özenle, şefkatle çalışırsın.
Sayfa 170 - Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.Kitabı okuyor