Yazarken
Düşünüyor insan yazarken- gerçekten bunları benden başka okuyacak kimse var mı diye. Yani laedri olarak gönderebilirim tabii ki her daim dünyaya, ama benim altımda benimle alay etmeden okuyacak, benim yazdığımı bilecek... İşte burada duraksıyor insan. Etrafta başkaları da varken yazmak çok garip değil mi? Sanat sanat içinse yazmak da benim için
Benim dünyamda, bir hikâyenin yer değiştirmesi tanıdığımız ve saygı duyduğumuz bir şeydir. Sanat eserleri çakışabilir ya da birbirleriyle uyum içinde olabilirler. Günümüzde, sahiplenme konusunda korku ve endişeler olsa da, bu her an parlayabilecek hassas bir mesele olsa da, ben her zaman anlatıların anlatılmasında ve yeniden anlatılmasında bir güzellik olduğunu düşündüm. Hikâyeler çağlar boyunca böyle hayatta kalır. Bir yazarın çalışmasındaki fikri bir diğerinde izleyebilirsin, bu bana göre güçlü ve heyecan verici bir şey...
Reklam
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 19 days
kendimce aşk ve sevgiyi sorguluyorum yine sevgi kazandı işte.
-Durursam bir daha kurtulamam. ︎ziyanı yok Günışığı yeter bize -Yüreğim kaydıysa günah mı? ︎Çamura saplansam yardıma gelir misin? -Elini tutum sıcacıktı yüreği elindeymiş gibi. ︎Elinden tutuversem benimle gelir misin? -Seninim işte alıp götürsene beni Sanat dalları, birbirlerinden, birbirlerinin yöntemlerinden yararlanırlar. Selvi Boylum Al
Selvi Boylum Al Yazmalım
Selvi Boylum Al YazmalımCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 20169.6k okunma
Paleolitik dönemden itibaren, zaman ilerledikçe, insanın renklere olan ilgisi artmakta ve sanat ortaya çıkmaktadır. Tarihte ilk kullanılan boyalar, öncelikle karbon yani odun kömürü (siyah) ve yüzeyde bulunan demirli minareller, Hematit (kırmızı- bordo), hidratize hali olan limonit (sarı) ve magnetittir (gri- siyah).
Sayfa 78 - Hiperyayın, 2021Kitabı okuyor
404 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Felsefe ile Sözde-Felsefe
Matthew Lipman, felsefenin ilköğretimde verilmesinin etkilerini incelediği ve sunduğu bu kitapta tarafsız bir analizle karşılaştım. Bu güzeldi; bir düşünceyi -manipülatif bir çerçevede olsa dahi- empoze etmeye ve kanıtlamaya çalışmamış. Evet, kitap felsefenin her eğitim kademesinde olması gerektiğine dair bir inançla yazıldığını gösterse de içinde
Felsefe Okulda
Felsefe OkuldaMatthew Lipman · Usturlab Yayınları · 20234 okunma
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Reklam
Sanat uzmanları ya da eleştirmenler edebiyat, müzik ya da resimde zaman'ın nasıl ele alındığı üzerine tartışırlarken, zamanın tespiti yöntemlerinden söz ederler. ... Zamanı geri çeviremezsin derler. Bu bir tek, geçmiş geri getirilemez anlamında doğrudur. İyi de, şu geçmiş denen şey özünde neyin nesidir? Geçip gitmiş olan şey mi? O zaman, 'geçip gitmiş' ne demektir, özellikle de geçen her anın, gelgeç olmayan şimdiki zamanın gerçekliğini herkes geçmişte buluyorken? Geçmiş bir anlamda şimdiden daha gerçek, en azından daha durağan, daha kararlıdır. Şimdiki zaman parmaklarımızın arasından akan kumlar gibi kayar gider ve önemli, ele gelir ağırlığı ancak anılarda kazanır.
Çok mutlu olmak istiyorum. Kafam çok karışık fakat net olduğum tek şey çok mutlu olmak istiyorum. Hayal ettiğimin ötesini yaşamak istiyorum. Hayal ettiklerimin de er ya da geç olacağını biliyorum. Çünkü hep öyle oldu. Şu an sanırım en çok istediğim kariyer. Tam istediğim rahatlıkta bir işe sahip olmak istiyorum. Hem gezeyim, hem dinleneyim, hem de
zira bir doktorun ya da tesisatçının yetkisi hiçbir zaman sorgulanmazken sanat eserinin ne olması gerektiği ya da nasıl yapılması gerektiği konusunda herkes kendini yetkin bir eleştirmen ve yeterli bir hakem olarak görmektedir.
Yaratıcılık
Yaratıcılığın, saygın bir suskunluğa ihtiyacı vardır. En iyi fikirler bu şekilde çıkar. Bırakın onlar karanlık ve gizem içinde gelişsinler, bilincimizin çatısında oluşsunlar ve sayfaya damlacık halinde düşsünler. Bu yavaş ve görünürde gelişigüzel damlamaya güvendiğiniz zaman bir gün aniden işte demek buymuş diye şaşırabilirsiniz. Yaptığımız tüm sanat çıraklıktır. Sanatın büyüğü ise yaşamdır. M.C. Richards
Reklam
"Bilim ve sanat, takdir edilmediği yerden göç eder." İbn-i Sina
Sanatçı, bir yabancıdır; fizik ötesinden dünyamıza düşmedir. Sanatçının yabancılığı... sonradan olma bir yabancılaşma değildir. O, dünyamıza kökten bir yabancıdır. Aslında dünyalılar da bulundukları dünyaya yabancıdırlar. Ama çok uzun zaman önce geldiklerinden unutmuşlardır. Burada sanatçının bir uyarıcı olduğu, dünyalılara geldikleri 'hakikat' dünyasını hatırlatmak görevini yüklendiği vurgulanır.
“Benim dünyamda, bir hikayenin yer değiştirmesi tanıdığınız ve saygı duyduğumuz bir şeydir. Sanat eserleri çakışabilir ya da birbirleriyle uyum içinde olabilirler. Günümüzde, sahiplenme konusunda korku ve endişeler olsa da,bu her an parlayabilecek hassas bir mesele olsa da, ben her zaman anlatıların anlatılmasında be yeniden anlatılmasında bir güzellik olduğunu düşündüm. Hikâyeler Çağlar boyunca böyle hayatta kalır. Bir yazarın çalışmasındaki fikri bir diğerinde izleyebilirsin, bu bana göre güçlü ve heyecan verici bir şey...
Bir insana tavsiyeler
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak sadece. 7.
Sayfa 261Kitabı okudu
Leon Trotski (1879-1940) Edebiyat ve Devrim’den
Evrim bu açıdan da diyalektiktir. Sanattaki yeni eğilim daha önce geleni olumsuzlar, peki neden? Anlaşılan eski yöntemlerin çerçevesi içinde kendilerini sıkışmış hisseden duygu ve düşünceler vardır. Ama aynı zamanda, yeni ruh halleri zaten eskimiş ve fosilleşmiş sanatın içinde daha fazla geliştirildikleri zaman uygun ifade sağlayabilecek bazı öğeler bulur. Geliştirilebilecek olan öğeler adına, bütün olarak "eskiye" karşı isyan bayrağı açılır. Her edebî ekol potansiyel olarak geçmişin içinde yer alır ve her biri geçmişten düşmanca uzaklaşarak gelişir. Biçimle içerik arasındaki ilişki (İçerik basitçe bir "tema" olarak değil sanatsal ifade arayan ruh hali ve düşüncelerin canlı bir bileşimi olarak anlaşılmalıdır) yeni bir biçimin, insan psikolojisinin tamamı gibi köklerini toplumda bulan bir iç ihtiyacın, kolektif bir psikolojik talebin baskısı altında ilan edilir ve geliştirilir.
Sayfa 483
“Benim dünyamda,bir hikayenin yer değiştirmesi tanıdığınız ve saygı duyduğumuz bir şeydir.Sanat eserleri çakışabilir ya da birbirleriyle uyum içinde olabilirler.Günümüzde,sahiplenme konusunda korku ve endişeler olsa da,bu her an parlayabilecek hassas bir mesele olsa da,ben her zaman anlatıların anlatılmasında be yeniden anlatılmasında bir güzellik olduğunu düşündüm.Hikâyeler Çağlar boyunca böyle hayatta kalır.Bir yazarın çalışmasındaki fikri bir diğerinde izleyebilirsin,bu bana göre güçlü ve heyecan verici bir şey.
Sayfa 243Kitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.