Rewşa Medyaya civaki li Rojava / K.Reş
Pirs: Gelo hûn dikarin bo kovara Nûbiharê çavdêriyên xwe yên bikarhênerên medyaya civakî ya Kurdî bi me re parve bikin? Bersiv: Di van 10-12 salên dawî de ku medyaya civakî/social media: Facebook, Twitter, YouTube, Instagram, Viber, WhatsApp. -Hin ji wan li Sûriyê qedexe ne- bi firehî di nav me Kurdên Rojava de belav bûye. Wek nivîskarekî Kurd û çavdêriya min ji vê medyayê re, ez wê wek şûrê ku ji her du rexên xwe ve tûj be, dibînim.. Anku hem erênî ye û hem neyênî ye: Erênî: Ew qedexebûn û sansora ku ji rex rêjîma Sûriyê ve li ser zimanê Kurdî hebû, di rêka vê Medyaya Civakî de hatiye hilanîn. Êdî her kes zû digihêje nûçeyan û kare nerînên xwe bibêje. Hin his û hestê xwe, bîr û baweriyên bi zimanê Kurdî, zimanê dayika di vê pencereya cîhanî de ku dinya kiriye wek gundekî, tînin ziman û belav bikin. Hin kes kultur û zargotina bav û kalan ya ku ji sedê salan ve nehatiye nivîsandin û didin hev bi vê pencereyê belav dikin. Hin bervedêriyê di ber azadî û mafê gelê xwe, di Sûriyê û Rojhilata Navên de dikin. Hin zilm û zora ku li gelê wî hatiye kirin û dibe, şanî gelên dinyayê dike. Erê ya herî girîng li cem min; serbestiya zimanê Kurdî ye. Ez vê medyaya dijîtalê ji bo çanda Kurdî û têgihiştina civakî baş dibînim. Hem jî mirov dikare sûdê ji wergirtina agahiyên vê medyayê bigire û di rêya wê re banga xwe bigihîne raya giştî. Wek ku min got Kurdên Rojava di vê medyaya civakî de kêm-zêde li çareseriya kêmasiyên xwe digerin. Digel ku di aliyê perwerdeyê de jî hin dersên ziman têne dayîn.
Sayfa 60 - Nûbihar
Ama özlemle beklediği şey yalnız mucize değildi: Adaletin, hakkın tecellisini gör mek istiyordu, yüce saydığı birisinin şanı, şerefi çiğnenmişti. Neden olmuştu? Kimin hükmüydü bu?.. Kim verebiliyordu bu kararı?.. Alyoşa'nın tecrübesiz, tertemiz kalbini hırpalayan sorular bunlardı. Kutsalların kutsalı bir varlığın, ondan çok aşağı, düşüncesiz bir kitlenin eğlencesi oluşuna incinmemesi, hatta hiddet duymaması mümkün değildi. Mucize ya da mucizeye benzer bu hava olmayabilir, nice zamandır umdukları hemen gerçekleşmeyebilirdi, ama bu şerefsizliğe, rezalete, zehir saçan rahiplerin dedikleri gibi, "doğadan öne geçen" çürümeye ne gerek vardı? Ferapont Baba'yla birlikte sevine sevine çığırtkanlığını ettikleri "işaret"in nedeni neydi? Neden kendilerinde istedikleri gibi hüküm verebilecekleri kanısı uyanmıştı? Tanrısal, Kutsal Güç neredeydi, neden "en önemli anda" kendini çekerek kör, dilsiz, acımasız doğa yasalarına boyun eğmeye razı olmuştu?
Sayfa 453 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Evet içilen bir su, Allah'ın izniyle sayısız aza ve cihazat-ı hayvaniye oluyor. İşte Allah'ın emriyle bir şey her şey oldu. Hem muhtelif-ül cins olan bütün taamlar ve yemekler, Allah'ın izniyle bir cism-i hâs, bir cild-i mahsus ve bir cihaz-ı basit oluyor. Ve işte Allah'ın emriyle her şey bir şey oldu. Evet azıcık aklı ve şuur-u kalbîsi bulunan anlar ki, bir şeyi her şey ve her şeyi bir şey yapmak, ancak her şeyin Sani' ve Hâlıkına hâs bir sikkedir. Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
İnsan hiç şanı şöhreti saltanatı bırakır mıydı? Şehirde keyif sürmek varken ormanların tekinsizliğini kim severdi?
Sohbet esnasında Mustafa Kemal Paşa, maârifin memleket sathında sür'atle yayılabilmesi için ne gibi tedbirler alınması lâzım geldiğini sordu. Bu sırada müdîr-i sâni Ayaşlı Ali Rıza Bey, Arnavutların yaptığı gibi Latin harflerini kabulden başka bir çâre olmadığını ileri sürdü. Fakat Heyet-i Temsiliye'den Washington sefiri Ahmed Rüstem Bey, bu fikre şiddetle karşı koydu: "Harf bir milletin şiârıdır. Harf değişirse millet hüviyetini, tarihini kaybeder, böyle bir şey olmaz" dedi. Bu suretle bu babdaki münakaşa da kapanmış oldu. .....
Sayfa 72
aradığı oydu, adı sanı vardı, ama adına halel gelsin istemiyor, kimseciklere soramıyordu.
Reklam
youtu.be/2Sfy4Hbz6NY?si=... Hazer kıl! Kırma kalbin kimsenin cânını incitme! Esîr-i gurbet-i nâlân olan insanı incitme! Tarîk-i ışkda bîçâre-i hicrânı incitme! Sabır kıl her belaya, Hâne-yi Rahman'ı incitme! Felekde hâsılı insan isen bir cânı incitme! Günahkâr olma, Fahr-i Âlem-i Zî-şânı incitme! Elini çek meyl-i
"...Hayat ölmekle bitmiş olsa bir şey anlaşılmazdı; Evet, bir ömr-i sânî var: Değil hilkat abes mâdâm . Sen ey gâfil beşer, âlemde bir te’mîn-i istikbâl Edeydim, der çekersin ihtiyârî bir yığın âlâm. Eğer üç günlük istikbâl için ferdâyı anmazsan, Hederdir, korkarım, dünyâda imrâr ettiğin eyyâm . Hakîkî bahtiyâr ancak o âdemdir ki, dünyâdan Giderken mâmelek nâmıyle terk eyler büyük bir nâm..."
Sayfa 143 - Beyan Yayınları | Nazım Parçaları - Bir Mezar Taşına Yazılmış İdi | mâmelek: sahip olunan her şeyKitabı okuyor
boyar TARİH TERİMİ ad Tuna bölgesinde, Transilvanya’da, Rusya’da soyluluk sanı.
HAŞHAŞİLERİN ASLI
İşte bilinmeyenleriyle Haşhaşi örgütü: Haşhaşîler denildiğinde, akla Hasan Sabbah, onun meşhur Alamut Kalesi, bir de uyuşturduğu fedaîlerini sahte cennete sokup, kadınlarla her türlü zevki yaşattıktan sonra çıkarıp, onlara o cennete tekrar kavuşmaları için görev vermesi, fedaîlerin de “gerçek zannettiği” bu “sahte cennete” tekrar kavuşabilmek için
Reklam
Yıl 1959 - 2024?
Vekâletin başına geçenler, adı sanı meçhul, kültürle, Maarifle ilgileri olmayan kimselerdi.
"Kendisini tanımaya, kendisini tanımadaki acizlikten başka yol bırakmayan Allah'ın şanı ne yücedir!"
Sayfa 46
Seninle uğraşan insanla hiçbir zaman uğraşma. Uğraşırsan onunla aynı yerde kalırsın. Onu al yolun kenarına bırak ve yoluna devam et. Gavs i Sani (k.s)
Ey Fâtır-ı Kadir! Ey Müdebbir-i Hakim! Ey mürebbi-i Rahim!
Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey kibriya-yı azametinden tesettür etmiş olan Sâni’-i Hakîm ve Hâlık-ı Rahîm! Bütün eşcar ve nebatatın, bütün yaprak ve çiçek ve meyvelerin dilleriyle ve adediyle; seni kusurdan, aczden, şerikten takdis ederek hamd ü sena ederim.
Sayfa 207Kitabı okudu
Felasifenin bir taifesi, Cenab-ı Hakk'a "mûcib-i bizzat" demişler, ihtiyarını nefyetmişler; ihtiyarını ispat eden bütün kâinatın nihayetsiz şehadetlerini tekzip etmişler. Feyâ Sübhanallah! Şu kâinatta zerreden şemse kadar bütün mevcudat taayyünatlarıyla, intizamatıyla, hikmetleriyle, mizanlarıyla Sâni'in ihtiyarını gösterdikleri halde, şu kör olası felsefenin gözü görmüyor.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.