Meşhur bir golfçü birincilikle bitirdiği turnuvada kazandığı çeki cebine koyar, otoparkta arabasına binerken yanına bir kadın yaklaşır ve: "Lütfen bayım, yardım edin, bebeğim hastanede ve onun iyileşmesi için paraya ihtiyacım var. Biraz para verebilir misiniz?" der. Adam cebinden çek karnesini çıkararak yüklü bir miktar yazar. "Sanırım bu yeterli olur," der. Kadın teşekkür ederek gözden kaybolur. Tam bu sırada bir arkadaşıyla selamlaşırlar. Arkadaşı: "O kadın senden para mı istedi?" diye sorar. "Evet, hasta bir bebeği varmış," der. "Sevgili dostum, bu kadın park yerinde herkesten para sızdırmaya çalışır, vermeseydin daha iyi olurdu.." derken adam biraz düşünür sonra: "Yani ortada hasta bir bebek yok öyle mi?" "Evet, yok." der arkadaşı. "Dostum öyle rahatlattın ki, bugün duyduğum en güzel haber!" diye yanıtlar gölfçü.
Refik Amca'nın hüzünlü hikayesi... İhtisasımın sanırım ikinci senesi... Kanser polikliniğinin çömez asistanıyım, Üzeri kan, idrar, balgam vs lekeleriyle süslü buruşuk mavi takımımla geceleri nöbet tutuyorum, gündüz polikliniğin işlerinde koşturuyorum. İki günde bir de insani bir saatte çıkabilirsem eğer hastaneden eve gidip uyumaya çalışıyorum.
Reklam
ARA GÜLER 100 YÜZ “100 YÜZ”, Ara Güler’in Türk Edebiyatından 100 edebiyatçının portre fotoğraflarını çektiği ve her edebiyatçının eserlerinden kısa bir örnekle zenginleştirdiği yazar fotoğrafları kitabı. Ara Güler, kitabın arka sayfasında şöyle yazar; “Eğer ben bu insanların fotoğraflarını çekmese idim, Türk Edebiyatı yüzsüz(100 süz)
Hiç unutmam,” diye başladı yaşlı kadın cümlesine “Hiç unutmam yavrum, bundan on sene öncesi, o zamanlar böyle yatalak değilim. Oğlumun kolundan tutup ‘Beni Ankara’ya götür’ demiştim. İtiraz etmemişti, iki gün sonrasına uçak bileti almış, götürmüştü beni Ankara’ya. Taksideyken ‘Nereye gideceğiz anne’ diye sordu, gözlerim yaşlı cevap verdim ona
Amazon Kindle Paperwhite 2
Günaydın dostlar. Taner isimli bir abimiz Kindle, E-Okuyucu hakkında güzel bir ileti paylaşmış. (Bağlantısı sondadır) Kindle aldığımdan beri böyle bir şey yazmak istiyordum. Taner bey'in yazısı da ilham kaynağı oldu. :) Normalde "cihaz reklamı" yapmak bana göre dünyanın en itici şeyidir. Fakat ben Kindle'a bir marka, cihaz gözüyle
Üzülüyorum be.Hem de en içten olanından. Anlayamadığım olaylar var.Anlamakta istemiştim aslında.Olmadı.Sağlık olsun. Hayatımdan birer birer giden insanlara bir bilette ben aldım.’Dönüş Bileti’koydum adını da. Gidenin,geleceğini çok iyi bildiğim içindi bu adı koyma sebebim.Çünkü önceden izlemiştim bu filmi.Aklımda kalmış. Hani bazen bir şeyin değerini o an göremez ya insan. Gözlerine perde iner ya hani. Benim inmedi.Bilmiyorum.Siz bu durumu yaşadınız mı onu da bilmiyorum. Ne de çok şey bilmiyormuşum bende.Her neyse. Kendime sordum her zaman.Diğer insanlara hiç sorum olmadı desem yalan söylemiş olurum. Yalanı da bir insana hiç yakıştırmam. Dinlemediler beni.Baktım etrafıma,kimsem yok.Pardon. Bir ben ve bir de bedenim var.Yeter bu bana. Ha unutmadan bir de çay koymuştum.Demlendi sanırım oda.Hadi bana afiyet olsun. İnsan,okyanusa benzer.Sessizdir.Durgundur.Ama rüzgar rahat durmaz.Sonrası fırtına.Ve o fırtına alabora etmeye yeter kırılan kalbinizi. Kırılan kalbinizin parçaları hangi kıyıda ? Bu sorumun cevabını da sizi kıranlar cevaplasın o zaman.. SALİH SARIKAYA/VEDA SOKAĞI
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.