Merhaba. Yazarın kitaplarını kronolojik sırayla okuyacağımı söylemiştim. İhanet Noktası okuduğum İkinci kitabı oldu Dan Brown'un. Yine gerilimli, aksiyon dolu, akıcı bir kitaptı. Yalnız çok fazla bilimsel terimler içermesi anlam bakımından zorluyor. Keyifle okudum ama fazlaca zorlu bir okuma olduğu gerçeği kesinlikle yadsınamaz.
NASA'ya
Yüzyıl ölümün yüzyılı, ölüm bizzat bize dönük, her bir insanın kırk kez öldürülmesine yetecek kadar imkana sahibiz, silahlarımızla ne yapacağımızı şimdiden bilemiyoruz, binalar artık bize yetmiyor, dağları oymaya başladık bile, ölüm araçlarımız toprağın derinliklerine yığılıyor. Bizim ökümenimiz sanki askeri cephanelik, on milyonlarca insan savaş için çalışıyor, ahlak ile çıkarın ittifak yaptığı bu çözüm yolunu bozmayı artık hayal bile etmiyoruz, gençliğimiz paradoksun bedelini yarın ödeyecek, o bunu hissedip isyan ediyor, bizse ona mucize vaat edemiyoruz, yavan söylevler çekmeye bile cesaret edemiyoruz, çoktan mahkum edildiğini ve devrimlerle nasibinin değişmeyeceğinin farkındayız.
#Okudum
#KitapYorum
#DiyarınKıyametiFilinGazabı
#OktayVolkanAlkaya
#KanonYayınları
#TarihiRoman
#388Sayfa
#Kitabaaşıkokumayasevdalı
Merhaba arkadaşlar,
Bugün sizlere Kanon Yayınları'ndan çıkan, Oktay Volkan Alkaya'ya ait "DİYARIN KIYAMETİ FİLİN GAZABI" isimli tarihi romanla geldim. Yazarımızın yayınlanmış dört romanı daha
Bütün dünya gördü ki o imkansızlıklar içinde dahi Türk, öz yurdunu korumasını bilmiştir. Bu savaş bütün dünyada emperyalizme karşı o milli hakların zaferi olarak karşılanmış, mahkum milletler arasında sevinç ve umut yaratmıştır. Hindistan’da ve yeni boyunduruk altına sokulmuş olan Arap ülkelerinde hareketlenmeler son haddine varmış, emperyalistler büyük endişeleri düşmüşlerdir. Asya’da en büyük devletlere karşı kazanılmış olan bu ilk büyük zafer ileride bu milletler tarafından büyük bir örnek olarak alınacak, onlar için ümit cesaret ve kuvvetli olacaktır.
TAKVİMDE GÜN HENÜZ İŞARETLENMEMİŞ.
Her ay, her gün
açık durur hala.
Bu günlerden biri
işaretlenecek bir çarpıyla.
İŞÇİLER HAYKIRIRLAR EKMEK DİYE.
Tüccarlar bağırırlar pazar diye.
Merhaba sevgili kitap dostlarım nasılsınız? Öncelikle hepinize mutlu bir hafta sonu dilerim. Bugün sizlere @ceresyayinlari 'nın yayınladığı
Deniz Şen kaleminden Güneşin Ruhu kitabı ile geldim. Oldum olası uzak doğuya merakım vardır. Bu kitabı çok severek okudum. Yazar iç huzur, mutluluk ve başarı için bizlere ipuçları sunuyor. Ben gerçekten sevdim tavsiye edilir.
#gunesinruhu
Japon bilgeliği ışığında gelişim serüvenine çıkarıyor bizleri bu eser. İnsanlar bazen hayatını sorgular bu kitap tam o sorgulamanın içeriğine değiniyor diğer okuduğum gelişim kitaplarından çok farklıydı içerisinde harika masalların bulunduğu zor zamanlarda rehber misali Japon kültürü, yaşam felsefesi ile bir sürü bilgi öğrenmiş bulunmaktayım. Oldukça akıcı ilerleyen güzel bir okuma oldu benim için kesinlikle bir şans verilmeli diye düşünüyorum.
Kırıldığın için üzgün olma, senin gücün aslında yüzeyin altında yatıyor. Her kırık yer, senin benzersizliğini ve güzelliğini yansıtıyor.
Kusurlarımız, bizi eşsiz kılan mücevherlerdir. Onları kabul edip sevgiyle besleğimizde, gerçek mutluluğu buluruz.
Dünyada kendi sesimizi bulabilmek ve kendi renklerimizi yansıtabilmek için her gün bir adım daha atmamız gerekebilir.
Belki tüm hayaller başarıya ulaşmaz ama her başarının yolu, hayal etmekten geçer.
Sen düşünceden ibaretsin, geriye kalan et ve kemiksin, gül düşünür gülüstan olursun, diken düşünür dikenlik olursun. (Mevlana Celaleddin-i Rumi)
Cesaret, bizlerin ruhunda yatan en muhteşem hazinemizdir. Cesaret, yalnızca savaş meydanlarında değil, aynı zamanda zorluklarla yüşleştiğimiz her anın merkez noktasıdır.
"Yasin, hiçbir şey yapmayacak ve durmaya devam edecekti. Ölene kadar. Sonra biraz da orada duracaktı. Toprağın altında. Sonra da yok olup gidecekti. Hiç gelmemiş gibi. Dünya üzerindeki bütün insanlardan farklı olarak. Çünkü bütün insanlar bir şeyler yapmış, yapıyor ve yapacaktı. Hatta öldükten sonra bile. Bazıları cennete gidecek, bazıları doğaya karışacak, bazıları da yeniden doğacaktı. Kimse Yasin kadar yok olup gitmeyi göze alamıyordu. Kimse, bir iz bırakmadan kaybolmaya cesaret edemiyordu. Dünyadan gelip geçtiklerine birilerinin tanıklık etmesi şarttı. Varlıklarını süslemek için. Yasin hariç, herkesin, içine gömüldüğü bir piramidi vardı. Öyle ya da böyle, herkesin bir ölümsüzlük planı vardı. Ama Yasin fazla ölü görmüştü. Hayatı boyunca bir savaş alanında yaşamış gibi. Dünya üzerinde hayatta kalan son insan kadar ölü görmüştü. Belki de bu yüzden yok olup gitmekten korkmuyordu. Var olmaktan yeterince korktuğu için..."
Rimel ve ruj sürerken savaş boyaları, diye düşündü. Dünyaya göğüs germesine yardımcı olacak bir cesaret maskesi. Makyaj fırçasının her darbesiyle biraz daha güven sürüyordu.
CESARET ANA
Yoksulların cesarete ihtiyaçları vardır. Neden? Çünkü onlar partiyi baştan kaybetmişlerdi de ondan. Onların durumunda biri için sabah erken kalkmak bile cesaret ister, ya da savaş zamanı saban sürmek kolay mıdır? Hatta çocuk doğurmaları bile onların cesur olduğunu gösterir, çünkü hiç bir umutları yoktur bu dünyadan. Birbirlerinin boğazına sarılıp, birbirlerinin analarını bellerler, ama birbirlerinin yüzüne bakabilmek için tabii cesaret gerekir. Sonra imparatorlara ve papalara tahammül ederler ki, bu olağanüstü cesaret ister, çünkü bu adamlar onların kanına girer.