Askeri Savcı, bir yazımın, içinde "sol" sözcüğü geçen bir bölümünden dolayı kahredici(!) darbeyi vurmuştu. Suç da büyüktü. Yazıda bir halk türküsünü anarak komünistlik yapılmıştı. Kaçırır mıydı bunu, koskoca savcı? "Soldan sağa salla bayrağı düşman üstüne...”
Sayfa 6 - um:agKitabı okudu
Hakyolcuların en örgütlü olduğu yer tartışmasız FETÖ sonrası yargıydı. Tıpkı daha önce anlattığımız, ''Menzilciyim'' demek gibi; FETÖ'cülükle itham edilen pek çok savcı ve hakim de aksini kanıtlayabilmek için, ''ben Hakyolcuyum'' diye savunma yapıyordu. Cemaat, Özal-Erbakan-Erdoğan sayesinde sayıları az da olsa, bugün devletin, özellikle yargının resmi tarikatına dönüşmüş durumdaydı.
Sayfa 67 - Kırmızı Kedi Yayınevi
Reklam
KURALLARA UYUYOR MU ACABA YARGI?
"Ceza yargılamasının en önemli unsuru `delil`dir. Delil yoksa yargılama olmaz. Savcı dava açamaz, iddianame tanzim edemez. Mahkeme yargılama yapamaz."
"Li ber dilê min nede Ez ê bi ti xweşiyan şa nebim, Bîr dibim ku şîna bindestiya te me ey welat Diya min ez di şewitîna gundekî de anîm dinê."
Sayfa 18 - AvestaKitabı okudu
Suç hukuku ve ilgili bilim dallarının (penoloji, kriminoloji, muhakeme) gelişimi son yüzyılda genelde "hümanizasyon" olarak adlandırılan sürecin etkisinde kalmıştır: cezanın ve ceza infaz şartlarının hafifletilmesi, fiziksel cezanın, özellikle idam cezasını kaldırılması. Fakat bu fikirleri savunan suç hukuku kuramcıları suçların failleri hakkında ne biliyordu? Kuramcıların hatta savcı ve hakimlerin büyük kısmı haklarında konuştukları insanları ve hayat şekillerini genelde hiç tanımıyordu. Onlar, suçluları tanımadan, onların kim olduğunu, nasıl olduğunu, nasıl bir "insan malzemesi"- sahip olduklarını bilmeden kitaplar yazdı. Bu, sorunun bir yüzü. Sorunun diğer yüzü şu ki, bir suçta fail ve kurban vardır, onlar ise yalnızca fail ile meşgul oldular. Böyle bir durumda suçlunun tarafında duran hümanizasyon, kurbana karşı büsbütün bir kayıtsızlık veya unutmuş anlamına geldi. İdam cezasının kaldırılması katil için büyük bir kolaylıktır fakat aynı zamanda masum insanların, potansiyel suç kurbanlarının güvenliğini azalması anlamına gelir.
Okusana bunu..
Otobüste kadınlara tekme atan bir adam yaşıyor bu ülkede. 'Oturuşu müstehcendi' diyebiliyor – ekliyor: 'Cinlendim ben.' Savcı gülüyor. Yargıç serbest bırakıyor onu. Hepsi kızın donu ne renkti – onu düşünüyor. Akşam mutlaka 31 çekecekler. Kız 'Korkuyorum' diye haykırıyor. Adaletin siki kalkıyor bu sözün üstüne. 'Come on baby' iniltileri arasında, fantezi köpükleri uçuşurken, bir ülkenin özgürlüğünün ırzına geçiliyor. O tekme ereksiyon halindeki penistir. Kafamız o kadae çalışıyor hâlâ..
Reklam
"Bayê me li hev nayê û kewên me ji hev re naxwînin Dibêje di guhên min de ev zeman, Zanim li vir ew çiyayê herî bilind ji berfê ye Wê havînê bi ser xewnên min de bihele."
Sayfa 17 - AvestaKitabı okudu
"Ergenekoncuların darbe girişimi var da diyemem, yok da diyemem," ifadesiyle FETÖ'cü savcı Zekeriya Öz'ün önünü açtı, TSK'dan Atatürkçülerin tasfiye edilmesine ve Fethullahçı alçakların kadrolaşmasına zemin oluşturdu. Yargılama sürecinde de ısrarlı çağrılara rağmen mahkeme­ye gidip arkadaşları için tek bir kelime etmedi, ifade vermedi.
Sayfa 130 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Cemil Gezmiş- Ben yalnız şu kararımı söyleyeyim. Üç oğlum vardı benim. Tanrı’dan herkes için böyle üç evlat vermesini, nasip etmesini istiyorum. Benim en büyük duam bu herkes için. Yani bunda sözü uzatmıyorum, o bakımından Deniz’i nasıl gördüğümü de izah etmiş oluyorum size. Ancak şurada dinlediklerimden biraz önce konuşmacı olan arkadaşın dışında o hariç, evvela Baki Tuğ meselesine dokunacağım, buna defalarca dokundum. Bir defa “Bu verilen karar hukukidir, siyasi yani yoktur” diyor. Evvela dava siyasi olarak başlamıştır. Yani şimdi soruyorum siz savcı olarak, Genelkurmay Başkanlığı’nın yazılı emriyle, bu davayı 146’dan açın diye verdiği emirle beraber açmadınız mı? Açtınız.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.