Bırakmak tuhaf bir cesaret istiyor. Bir işi bırakmak, bir huyu bırakmak, bir şehri geride bırakmak, bir alışkanlığı bırakmak, bir hayali geride bırakmak, bir önceki benliğini geride bırakmak, bir insanı bırakmak.
Cesaret, hem de ürkütücü bir cesaret istiyor.
Sen canımın içindesin, canımsa senden habersiz.
Dünya seninle dolu, dünya senden habersiz.
Gönlüm, canım nasıl bulsun seni?
Çünkü sen tamamıyla gönüldesin.
Sense gönülden habersiz...
Kamran, biz asıl bugün birbirimizden ayrılıyoruz. Ben, asıl bugün dul kalıyorum... Bütün olan, geçen şeylere rağmen, sen yine bir parça benimdin; ben bütün ruhumla senin...